Stoltenberg Türkiye’de: Türkiye, Veto Kartını Ne Kadar Daha Tutabilir?
05 Kasım 2022

Stoltenberg Türkiye’de: Türkiye, Veto Kartını Ne Kadar Daha Tutabilir?

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye ziyaretinde önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Gündemdeki farklı konular ele alınsa da asıl konunun İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği olduğu görünüyor.

İki gündür görüşmelerini İstanbul’da sürdüren Stoltenberg, önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldi. Bu görüşme sonrası ortak basın toplantısında Stoltenberg’in "Artık İsveç ve Finlandiya'nın tam üye olarak NATO'ya katılması lazım" çıkışı dikkat çekti.

Stoltenberg ayrıca, “Türkiye, NATO'nun önemli müttefikidir ve ortak güvenliğimize büyük katkılarda bulunmaktadır. İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede Türkiye ile çalışmaya hazır" ifadelerini kullandı.

Stoltenberg, açıklamalarının devamında “Her iki ülke de taahhütlerini yerine getiriyor ve getirecekler. Artık İsveç ve Finlandiya'nın tam üye olarak NATO'ya katılması lazım” diyerek sürecin fazla uzadığını ima eden bir açıklamada bulundu.

Çavuşoğlu ise, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik sürecine ilişkin, “Esas olan, muhtırada yer alan unsurların uygulanması. Üçlü memorandumdaki bazı adımlar atıldı ama tamamen uygulandığı söylenemez. İki ülkeden terörle mücadelede somut adımlar görmek istiyoruz. Silah ambargosunun kaldırılması önemli ancak bunun kalıcı olması gerekiyor” çağrısında bulundu.

Öte yandan Çavuşoğlu’nun, NATO üyeliği sürecine ilişkin İsveç Başbakanının gelecek hafta Türkiye'ye geleceğini duyurması sürecin NATO’nun istediği şekilde sona erdirileceği şeklinde yorumlandı.

çavuşoğlu.jpg

Stoltenberg-Erdoğan Görüşmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı, Yunanistan ile ilişkiler ve Türkiye-İsveç-Finlandiya arasındaki üçlü muhtıranın ele alındığı açıklandı. Erdoğan, görüşmede Rusya ve Ukrayna tarafıyla en üst düzeyde gerçekleştirdikleri diplomasi trafiği neticesinde tahıl koridorunun yeniden işlemeye başladığını belirterek bitmesine kısa bir süre kalan anlaşmayı ilerleyen dönemde uzatılmasına odaklanacaklarını duyurdu.

Erdoğan, Rusya-Ukrayna arasında çatışmaların bir an önce sona erdirilmesi ve adil bir çözüme ulaşılabilmesi için müzakerelere dönülmesinin zaruri olduğuna dikkat çekti.

Yunanistan ile ilişkilerin de konuşulduğu görüşmede, Erdoğan bölgede gerginliği artıranın Türkiye olmadığını, Yunanistan'ın aklıselimle davranmaya ve diyaloğa yönlendirilmesinin faydalı olacağını dile getirdi.

Erdoğan, Türkiye-İsveç-Finlandiya üçlü muhtırasına ilişkin onay sürecinin hızını ve ne zaman nihayetleneceğini bu ülkelerce atılacak adımların belirleyeceğini söyleyerek bu konudaki alışılagelmiş açıklamayı tekrarladı.

**Türkiye Veto Kartını Ne Kadar Tutabilecek? **

‘İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılım süreci ve Türkiye’nin veto kartını çıkarması’ dünya siyasi gündeminde yerini koruyor. Hizb-ut Tahrir, bu konu hakkında yayımladığı siyasi analizinde “Mevcut verilere göre, Ankara’nın iki ülkenin NATO’ya katılımı vetosunda ısrar etmesi pek olası değil” ifadesine yer veriyor.

Analizde, “Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya resmi katılım başvurusu, ABD Başkan Joe Biden için siyasi bir zafer, Devlet Başkan Putin için fiyasko ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping için de bir risk teşkil edecektir.” ifadeleriyle kararın uluslararası siyasi yansımalarına da işaret ediliyor.

Ankara’nın veto kartını öne çıkarması hususunun geri planına dair sırasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Seçimlerden önce popülerliğini iyileştirecek ekonomik ve askeri yardımlar kotarmayı umduğuna, İki Avrupa ülkesinin ittifaka katılımı için Ankara’nın desteğine ihtiyaç duyan Batı’nın, Kuzey Suriye’deki operasyonlara karşı çıkmayacağı bir ortam yaratacağına, Amerikan başkanıyla görüşme arzusuna ve Batı’nın PYD/PKK gruplarına verdiği desteği kesmek ve Gülen grubu mensuplarının teslim edilmesini sağlamak’ gibi hedeflerinin olduğuna değiniliyor.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin Türkiye’nin Avrupalı güçler ve ABD ile anlaşmaya varması bekleniyor. Mevcut verilere göre, Ankara’nın iki ülkenin NATO’ya katılımı vetosunda ısrar etmesi pek olası değil. Ankara, yukarıda bahsedilen istekleri yerine getirildikten ya da söz aldıktan sonra Türkiye’nin, biraz zaman alsa da sonunda iki ülkenin NATO üyeliğine onay vermesi beklendiğine işaret ediliyor.

NATO’da daha önce de benzer bir olay yaşandığı da analizde hatırlatılıyor. 2009 yılında Türkiye, eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO genel sekreterliğine atanmasını veto etmiş, ancak uzun süren müzakerelerin ardından ittifakın siyasi ve askeri yapısı içinde bazı pozisyonlar elde etme karşılığında Rasmussen’in genel sekreterliğine onay vermişti.

Ayrıca Ankara, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini PKK/PYD terör örgütlerine destekleri yüzünden veto etse de, NATO’nun lideri ABD’nin aynı terör örgütlerine ve FETÖ’ye destek vermesini sitem ederek geçiştirip, her fırsatta dost ve müttefik olarak niteliyor. Bu yüzden Ankara’nın terörü ileri sürerek veto kartını kullanması ve terörü destekleyen ABD ile koordineli çalışma hırsı büyük bir çelişki olarak görülüyor.

Siyasi analizin tamamını okumak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.

Siyasi Analiz: İsveç ve Finlandiya’nın NATO Üyeliği

Analiz.jpg