Siyasi Analiz: Çin’in Ukrayna’daki Barış Önerisinin Arka Planında Ne Var?
09 Mart 2023

Siyasi Analiz: Çin’in Ukrayna’daki Barış Önerisinin Arka Planında Ne Var?

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir, Çin’in Ukrayna’daki savaşın sonlandırılmasına yönelik barış planının arka planını aydınlatan bir siyasi analiz yayımladı.

Analizde, ABD istihbaratının yıllık tehdit değerlendirme raporunda en üst sırada yer alan Çin yönetiminin, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Ukrayna’da barışçıl çözüm için tutum açıklayacağını duyurup, savaşın kızışarak devam edemeyeceğini ifade ettikten sonra ortaya attığı "Barış Önerisinin" ne anlama geldiği ve tüm tarafların nasıl konumlandığı detaylı bir şekilde açıklanıyor.

Siyasi analizin başlangıcında, ABD’nin Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlarda Batı’yı bir araya getirdiğine, Rusya’nın Avrupa’ya giden enerji damarlarını kestiğine, Trump yönetimi zamanında varlığı sorgulanır hale gelen NATO’ya yeniden hayat verdiğine değinilen “Rusya-Ukrayna Savaşında Etkisi Olan Ülkeler” başlığında ilk olarak Amerika’ya yer veriliyor.

İkinci olarak Avrupa ülkelerinden bahsedilen maddede başta İngiltere olmak üzere Almanya ve Fransa’nın aynı trene bindiğine değinilerek saflar netleştiriliyor. Rusya başlığında ise Ukrayna savaşının Rus ordusunun önemli zayıf noktalarını açığa çıkardığına, Kiev, Harkiv ve Herson’da uğradığı bozgunla itibarını yitirdiğine, içte tam bir birlik sağlayamadığına ve zor durumda olduğuna işaret ediliyor.

İkinci ana başlıkta, “Tüm Bu Uluslararası Değişkenlerin Çin Üzerindeki Etkisi” hususuna detaylı bir şekilde değiniliyor. Çin yönetiminin, Amerika’nın tehdit olarak algıladığı öncelikler listesinin başında yer aldığının yani Rusya’dan önce geldiğinin farkında olduğu ifade edilirken, ABD’nin Tayvan konusundaki tehditlerine, Rusya’ya askeri yardım sağlamasına karşı çıktığına ve teknoloji şirketlerine uyguladığı yaptırımlarla Pekin’i nasıl köşeye sıkıştırdığı ifade ediliyor. Ayrıca Japonya’yı silahlanmak için motive eden ABD’nin “AUKUS” ve “QUAD” gibi paktlarla askeri olarak tehdit ettiğinin altı çiziliyor.

Öte yandan Çin’in önemli ticari partneri olan Avrupa’nın Washington’ın ortak koordinasyon arzularına boyun eğmiş olduğuna, Rusya tehdidi ile Amerika’nın Avrupa ülkeleri liderliğini yeniden ele aldığına ve ABD’nin NATO’yu arkasına alıp, pek çok ülkeyi Pekin’e karşı sürükleyebilecek yetenekte olduğuna vurgu yapılıyor.

Rusya’nın yaptırımlar sonucu Çin’i, enerjisini ve hammaddelerini dünya piyasalarına arz edebileceği tek kapı olarak görmesi hatırlatılırken, Pekin’in en önemli ticari destinasyonu olan Amerika ve Avrupa karşısında zor duruma düştüğü ifade ediliyor.

Çin, Ukrayna savaşından hemen önce Rusya ile “sınırsız ittifak” belgesi imzalasa da, Amerika ve Avrupa ülkelerinin saldırı karşıtı tutum belirlemesini istediğinde tarafsız bir tutum sergilediğine, Rus ordusunda beliren zayıflık ve Ukrayna’daki savaş cephelerinde uğradığı bozgunlar sonucunda Rusya ile ittifakından geri adım atmış gibi göründüğü üzerinde duruluyor. Yükselişini ve yeni Çin’in konumunu tamamen dış ticaretine bağlayan Pekin yönetiminin, Rusya’yı kaybetmek istemediği gibi Batılı ülkeleri de kaybetmek istemediğine işaret ediliyor. Bu yüzden de Çin’in, iki tarafla ilişkileri dengeli olmasa bile iki taraf arasındaki krizi çözmek için inisiyatif alan bir arabulucu gibi düşünmesini sağlamasına neden olduğu ve bu barış önerisini masaya sürdüğü ifade ediliyor.

Ukrayna’da NATO ile karşı karşıya olduğunu anlayan Rusya’nın savaşı kazanmasının imkânsız hale geldiğinin farkında olduğuna dikkat çekilen paragrafta, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya dahil edilmesi, Japonya ve azılı düşmanı Almanya’nın silahlanmaya başlaması ve Tokyo’nun Rusya’nın 2. Dünya Savaşı sırasında işgal ettiği Kuril Adalarını Rusya’dan talep etmesi nedeniyle yakında Rusya için büyük bir tehdit haline gelebileceğine dikkat çekilerek Moskova’nın sıkıştırıldığı cenderenin boyutları çiziliyor.

Ukrayna’daki savaşı durdurmak istediği gibi itibarını da kurtarmak isteyen Rusya’nın sahadaki zayıflığı, Çin’in Ukrayna meselesine ilişkin barış inisiyatifini doğurmuş olduğu vurgulanıp barış önerisinin arka planına dair şu önemli ifadelere yer veriliyor:

“Bir yıl önce savaş başladığında durum böyle değildi. Öyle görünüyor ki Çin, Rusya’nın hızlı bir şekilde savaşı kazanacağını bekliyordu. Bu nedenle Çin, savaşın başlarında bir inisiyatif sunmak için beklemeyi yeğlemiş, böyle bir inisiyatifte bulunmuştur. Ancak Rusya’nın zaferden neredeyse umutsuzluğa kapılmasının ve itibarını kurtarmak için müzakere eğiliminin belirmesinin ardından Çin şimdi böyle bir girişimde bulunmuştur.

İşte bu, Çin’in Ukrayna’daki barış inisiyatifi gerçeğidir. Zamanlaması da manidardır. Özellikle inisiyatif, Batı ve Ukrayna’yı cezbetmek için ülkelerin egemenliğine saygı duyulmasını şart koşmuştur. Girişimde, Çin dışişleri bakanı Ukrayna’nın egemenliğini desteklediğini açıkladı. “Çin’in önerisinde tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterileceğini” söyledi. Bu, Batıyı müzakerelere çekmek için baştan çıkarıcı bir unsurdur...”

Son bölümde ise Çin’in barış önerisi ve arabulucu inisiyatifinin, Rusya’yı kesin bir şekilde mağlub etmek ve büyük devletler liginden düşürmek isteyen başta ABD ve İngiltere olmak üzere Batı tarafından ciddiye alınmadığı, 2014 yılında işgal edilen Kırım dahil tüm Ukrayna topraklarından çekilmesi, savaş tazminatının ileri sürülmesi ve savaş suçlularının uluslararası mahkemeye çıkarılması gibi Rus liderliğine ağır gelen istekleri ileri sürerek Batı’nın hedefe ulaşıncaya kadar savaşı sürdüreceğine işaret ettiği vurgulanıyor.

“Sanki tarih tekerrür ediyor. Pers ve Roma devletleri, birbirleriyle çatışıyorlardı. Biri galip geliyor, diğeri yenilgiye uğruyordu vs... Her biri kendi çıkarları için insanların kanını emen birer makine gibi hareket ediyordu... Bu durum, Allah hak ve adalet ehli İslam ümmetine zafer ve apaçık fetih nasip edene dek böyle devam edegelmiştir. Böylece İslam ve Müslümanlar üstünlük elde etmişler, küfür ve kâfirler de zillete uğramışlardır. Ve bu, Allah’ın izniyle yeniden olacaktır” ifadeleriyle uluslararası konjonktürün tekerrür ettiğinin de ifade edildiği detaylı siyasi analizin tamamını okumak için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz…

“Siyasi Analiz: Çin’in Ukrayna’daki Barış Önerisinin Arka Planında Ne Var?”