Köklü Değişim Medya
MAZLUMDER Ankara Şubesi’nin organizasyonu ve Köklü Değişim Medya başta olmak üzere, STK ve İslâmi cemaat ve avukatların desteğiyle Ankara Adliyesi önünde “Son 28 Şubat Olsun” başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Köklü Değişim Medya Facebook sayfasından canlı yayınlanan basın açıklamasında; konuşmalar sırasında tekbirler getirildi, sloganlar atıldı.
MAZLUMDER Ankara Şube Başkan Yardımcısı Avukat Hasan EKİNCİ'nin takdimini yaptığı basın açıklaması saat 12.30'da başladı.
Ekinci'nin açış konuşmasının ardından 28 Şubat mağduru Selman KAPAN söz aldı. Kapan, Cumhurbaşkanı’nın kendisinin de 28 Şubat mağduru olduğunu belirterek Erdoğan’a seslendi. Selman KAPAN, Cumhurbaşkanı’nın iktidara gelirken vaat ettiği adaletin bir an evvel tesis edilmesi ve mağduriyetlerin sonlandırılması gerektiğini söyledi.
Daha sonra 1994 yılından bu yana cezaevinde bulunan Emin TENŞİ’nin oğlu Ruhullah Sinan TENŞİ söz aldı. 94 senesinde bir gece yarısı baskınıyla güvenlik güçlerinin evlerine girdiğini ve bir hafta emniyet birimlerinin evlerinde adeta kamp kurduğunu ifade eden Tenşi, bu 28 Şubat sürecinin bir an evvel sonlandırılması için somut adımların atılması gerektiğini ifade etti. Tenşi “Müslüman tutsakların bir an evvel serbest bırakılmasını istiyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
İBDA-C davasından 10 yıl cezaevinde yatan ve 5 yıl firari yaşamak zorunda kalan Gazeteci Tayyar TERCAN ise yaptığı konuşmasında; “28 Şubat mazlumları aslında 15 Temmuz’da tankların önüne yatan kahramanlardır.” dedi. “28 Şubat’ın mağdurlarının “28 Şubat bitti” demeden 28 Şubat’ın bitmeyeceğini” ifade eden Tercan, 28 Şubat’ın yıldönümlerinde medya ve siyasetçilerin sahte ilgisine de değindi ve şöyle dedi: “Ne zaman 28 Şubat gelse basın ilgi gösteriyor ama sonra unutuluyor maalesef.”
Tercan’ın ardından konuşmasını yapmak üzere kameralar karşısına geçen, askeriyeden ihraç edilmiş mağdur Gültekin KOÇ’un “Yeter artık!” haykırışlarıyla birlikte toplanan kalabalık, “Erdoğan uyuma, mazlumları unutma!” sloganları atmaya başladı.
MAZLUMDER avukatlarından Osman YURT da konuşmasında 28 Şubat sürecinde kurgulanan komplolara değindi, süreci gözler önüne serdi.
İlke İlim, Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Özden SÖNMEZ söz aldı. 28 Şubat mağdurlarının kadınların çektiği sıkıntıları ifade eden Sönmez’den sonra mikrofonu, Avukatlar Mustafa KOCAMANBAŞ ve Hasan BOZDAŞ aldı.
Avukat Kocamanbaş konuşmasına “bugün buraya 28 Şubat ve sonrasında devam eden sürecin sonlandırılması çağrısını yapmak için toplandık.” sözleriyle başladı. “Cezaevlerinde kalan samimi Müslümanların durumları değişsin, zulüm son bulsun diye beklerken dışardaki Müslümanlara da aynı zulümler reva görülmüştür. Daha üç ay kadar önce Hizb-ut Tahrir davasından 105 Müslümana 660 yıl hapis cezası verilmiştir. Ellerine hiçbir şekilde silah almamış, şiddete başvurmamış olan Hizb-ut Tahrirliler bugün tek tek cezaevine gönderilmektedir. Bu son 28 Şubat olsun, zulüm son bulsun” sözleriyle konuşmasına son verdi.
Avukat Hasan BOZDAŞ da yaptığı konuşmada, 28 Şubat sürecinin devam ettiğinin altını çizdi ve devletin bu süreci başlatan zihniyetin devlet hafızasına reset çekmeden bu süreci bitiremeyeceğini ifade etti.
Daha sonra mikronu alan MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Abdurrahman ÜNLÜ’nün MAZLUMDER’e ait aşağıdaki basın açıklamasını okumasının ardından grup dağıldı.
Basın açıklaması tam metin:
28 ŞUBAT ZULMÜ SON BULSUN!
Ocak ayıyla birlikte 28 Şubat Mahpuslarının Serbest bırakılması talebiyle başlattığımız basın açıkması, eylem ve etkinlik dizisinin sekizinci haftasında Ağrı’dan İstanbul’a şubelerimiz, destekçi sivil toplum örgütleri, üye ve gönüllülerimizle alanlardayız…
başlıklarıyla yaptığımız açıklamalarla ve bu açıklamalar sırasında konuşan mahpus yakınlarının beyanlarıyla gerek sorunun boyutu gerekse taleplerimiz dile getirilmiştir.
21 yıldır ertelenen bu sorun hükümetler, siyasi iktidarlar, güç odakları, yargı mensupları değişmesine rağmen 20 - 25 yılı aşkın sürelerdir cezaevlerinde tutulan darbe mağduru Müslüman siyasi mahpuslar ve bunların aileleri yönünden etkisini en ağır şekilde devam ettirmektedir.
28 Şubatın hemen her çevrede darbe olarak adlandırıldığı; bir kısım 28 Şubatçının müebbet hapis cezası talebiyle yargılandığı; brifingli ya da paralel yargının elemanları olup kritik mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların ihraç ve tutuklamalara muhatap olduğu; örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğunun ve cezalandırdığının ortaya çıktığı bu günlerde dönem yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapmak açık bir zulümdür.
Çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu sorunun hemen şimdi çözülmesi gerekmektedir. Unutulmasın ki mazlumların ahı bütün siyasi hesapları ve matematik hesaplarını alt üst edecek bir güce sahiptir. Bahse konu hak talebinin gereğini yerine getirmek açıktır ki başta Yargı, Hükümet ve TBMM olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir.
MAZLUMDER olarak,
-Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını;
-28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını;
-28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını
talep ediyoruz.
MAZLUMDER