Kapitalizm, Katar’daki 2022 Dünya Kupası İnşaatlarına 15 Binden Fazla İşçiyi Gömdü
15 Kasım 2022

Kapitalizm, Katar’daki 2022 Dünya Kupası İnşaatlarına 15 Binden Fazla İşçiyi Gömdü

Köklü Değişim Medya

20 Kasım’da Katar’da başlayacak 2022 Dünya Kupası, kapitalist nizamın daha çok kazanma hırsının insanların hayatının nasıl hiçe sayıldığını ve nasıl ölüme sürüklendiğini ortaya koyuyor. Katar’daki Dünya Kupası için çeşitli ülkelerden gelen 15 binden fazla işçi yeni inşa edilen 12 stadyum inşaatında can verdi.

The Guardian gazetesinin Şubat 2021’de yayımladığı bir rapora göre, Dünya Kupası’nın Körfez ülkesine verilmesinden bu yana geçen on yıl içinde Hindistan, Bangladeş, Nepal, Sri Lanka ve Pakistan’dan 6.751 işçi hayatını kaybetti. Gazete, Katar’da yine geniş çapta istihdam edilen Filipinler ve Kenya gibi Güney Asya dışındaki ülkelerden gelen işçilerle ilgili rakamlara ise yer vermedi.

5 gün sonra başlayacak dünyanın en büyük futbol organizasyonu olarak nitelendirilen Dünya Kupası için 2010 ile 2019 yılları arasında süren inşaatlarda can veren işçilerin ölüm nedenleri arasında, yüksekten düşmeye bağlı çoklu yaralanmalar, asılmaya bağlı asfiksi, çürümeye bağlı nedeni belirsiz ölüm yer alıyor.

“Ancak nedenler arasında en yaygın olanı, genellikle akut kalp veya solunum yetmezliğine atfedilen ‘doğal ölümler” olduğu söyleniyor.

Katar.jpg

Ağustos 2021’de Uluslararası Af Örgütü, resmi hükümet verilerine dayanarak, 2010 ile 2019 yılları arasında bu Körfez ülkesinde her yaştan 15.000’den fazla Katarlı olmayan kişinin öldüğünü hesapladı. Bu vakaların yüzde 70’inin ölüm nedeni tespit edilemedi. Bu İslam ülkesinde otopsi yapılması yasak. Çalışma, “Ölüm belgeleri genellikle ölümleri ‘doğal nedenler’ veya ‘kalp durması’ olarak bildiriyor,” diyor ve bunları çalışma koşullarıyla ilişkilendirmiyor.

İnsan hakları örgütü, daha önce hiçbir sağlık sorunu olmayan genç işçilerin nasıl insanlık dışı çalışma koşullarına kurban gittiğini göstermek için birkaç bireysel örnek veriyor: “30 veya 40 yaşlarındaki gençler, 40 santigrat derecenin üzerindeki bunaltıcı sıcakta on iki saatlik vardiyaların ardından bilinçlerini kaybedip ölmüşler. Bazıları haftanın yedi günü çalışıyordu”

Katar hükümetinin yalanlamadığı bu rakamların açıklanmasından bu yana, Dünya Kupası için 185 milyar dolar maliyetle inşa edilen futbol stadyumları, yeni havaalanı, metro, yollar, 100 otel ve diğer projelerin yapımıyla doğrudan bağlantılı kaç ölüm olduğu konusunda şiddetli bir tartışma patlak verdi.

Sömürgeci Batı’nın gölgesinde küçük bir kapitalist krallık olan Katar’da işçilerin haklarını savunmanın ya da ağır çalışma koşullarını eleştirmenin bedeli ağır olduğu için mağdurlar sesini yükseltemiyor. Nüfusun çoğunluğu beden işinde çalışan göçmen işçilerden oluşan Katar’da vatandaşlık hakkına sahip olan azınlık üst düzey ve kalbur üstü görevlerde bulunuyor.

İşçinin ücretini alnının teri kurumadan verilmesini emreden İslam nizamı ile hükmeden İslam Devleti’nin ortadan kaldırılıp, Sömürgeci Batı’nın işgaliyle bozuk ve batıl fikirlerle hükmeden kapitalizmin hakim olduğu İslam coğrafyasında halkına zulmeden yöneticiler, Batılı efendilerine şirin gözükmek için her türlü ihanete imza atıyor. Çalışmak zorunda olan ve evlerinden binlerce kilometre uzaktaki fakir işçilere karşı sömürgeci kapitalist Batı’nın krallık versiyonunda bu zulüm ve merhametsiz bakış açısının kaynağının laik kapitalist Batı olduğu görülebiliyor.

Zira Avrupa Birliği’nin, binlercesinin Akdeniz’de boğulmasına göz yumduğu ya da insanlık dışı kamplara tıktığı sığınmacılara yönelik muamelesi, Katar’daki inşaat işçilerine yapılan muameleden bile daha kötü olduğu biliniyor.

Dünya Kupası’ndan bir milyar avrodan fazla sponsorluk geliri elde eden FIFA, Avrupalı ve özellikle de Alman şirketler Katar’da muazzam para kazanıyor ve emirlik Avrupa’daki en büyük yatırımcılardan biri. Bu karşılıklı para kazanma hırsıyla yükselen sözde medeniyet, sefalet içinde yaşamaya mahkum edilen işçilerin sırtında yükseliyor.

Katar-1.jpg

Katar’ın devlet yatırım fonu, dörtte biri Britanya, ABD ve Fransa’da olmak üzere onlarca ülkeye 350 milyar avrodan fazla yatırım yaptı ve Londra Borsası ile Barclays ve Crédit Suisse bankalarında önemli hisselere sahip. Katar Almanya’da Volkswagen, Deutsche Bank, Hapag-Lloyd ve enerji şirketi RWE de dahil olmak üzere 25 milyar avroluk yatırım yaptı. Son on yılda Avrupa futbol kulüplerine yaklaşık iki milyar avro Katar parası aktarıldı.

Yemen’de çocuklar açlıktan kırılırken, Afrika’da korkunç yaşam koşulları hüküm sürerken, İslam ümmetini esir almış bir avuç azınlık, milyarlarca dolarla kapitalist Batı’nın şirketlerini kalkındırmayı sürdürüyor. Ayrıca yolsuzlukla ekonomisi çöken Batı uydusu İslam beldelerine de yatırımlar yapıyor.

İslam nizamının yokluğunda hüküm süren laik kapitalist nizam, Doğu’dan Batı’ya tüm ülkelerde bir avuç azınlığın çoğunluğa tahakkümüne dayanıyor. Cumhuriyet ya da monarşi versiyonunda yine ezilen çoğunluğun üzerinde şirketler ve kişilerin hükümdarlığı yükseliyor. Bu hükümdarlıkalr, Ortadoğu’daki krallıklarda kraliyet ailesi ve yakınlarından, Batı’daki laik cumhuriyetler de ise iktidarlar ve çevrelerindeki rant halkalarına ait şirketlerden oluşuyor.