Hizb-ut Tahrir’den, ABD-İran Müzakerelerine Yönelik Siyasi Analiz
14 Mayıs 2025

Hizb-ut Tahrir’den, ABD-İran Müzakerelerine Yönelik Siyasi Analiz

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir, ABD-İran arasında süren nükleer anlaşmaya yönelik müzakerelerin arka planına ışık tutan bir siyasi analiz yayımladı.

ABD-İran arasında önceki nükleer anlaşmalara yönelik yayımladığı siyasi analizlerde isabet eden Hizb-ut Tahrir, 02 Mayıs 2025 tarihinde yayımladığı “Amerika-İran Müzakereleri” başlığıyla yayımladığı siyasi analizde;

-Trump’ın 14 Temmuz 2015’te imzalanan anlaşmadan 2018’de tek taraflı çekilmiş olmasına rağmen neden şimdi İran’la yeni bir nükleer anlaşma imzalamak istiyor?

-Lojistik nedenler yüzünden dördüncü tur neden ertelendi?

-Bu erteleme müzakerelerin kesin olarak sona erdiği anlamına mı geliyor? sorularına cevap niteliği taşıyor.

Önceki siyasi analizlerden alıntı yapılarak ‘Trump’ın neden 2015’te Obama yönetiminin imzaladığı nükleer anlaşmadan çekildiğine’ dair verilen cevapta, o dönemin şartlarına odaklanılıyor.

Obama’nın, İran’ın Suriye’deki rolünü daha aktif hale getirmek amacıyla 14 Temmuz 2015 tarihinde İran ile nükleer anlaşma imzaladığının altı çizilirken, Washington tarafından Irak, Afganistan ve Yemen’de verilen roller de hatırlatılıyor. İran’ın ekonomik açıdan rahat hareket edebilmesi için yaptırımların ortadan kaldırıldığı ifade ediliyor.

Ardından Trump yönetimini 2018 yılında, İran ile 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayı iptal etmeye sevk eden etmenlere değiniliyor.

Washington, Suudi Arabistan ve Türkiye’yi güçlü bir şekilde bölge denklemine sokarken İran’ın Suriye’de kilit bir rol oynamasına artık gerek kalmadığına ve bu nedenle İran’ın rolünün törpülenmeye başladığı ifade ediliyor. Ayrıca nükleer anlaşmadan Avrupa’nın kârlı çıkması ve ticaretin gelişmesinin de Trump’ı rahatsız ettiğine değiniliyor.

İlk sorunun yanıtına dair son bölümde ise ‘Trump’ın, 2018’de iptal ettiği nükleer anlaşmaya 2025’te yeniden dönmesinin arkasındaki etmenlere’ ışık tutuluyor.

Bu kapsamda, Trump’ın 20 Ocak 2025’te Beyaz Saray’da göreve başlamasından sonra vuku bulan olaylara dikkat çekiliyor.

Çin ile olan küresel rekabeti yoğunlaştırmak için bir an önce Ukrayna’da ateşkesin sağlanmasını isteyen Washington, Rusya’yı müzakere masasına çekmek ve böylece onu Çin’den kopararak Çin-Rusya eksenini zayıflatmayı amaçladığının altı çiziliyor.

Çin’i kuşatmayı stratejik bir öncelik olarak belirleyen Trump yönetimi, ayrıca Avrupa ülkelerini müzakere masasından uzak tutarak nükleer anlaşmayı da bir an önce imzalayıp, 'İsrail'in, İran’a saldırma bahanesini ortadan kaldırmaya çalıştığı beyan ediliyor.

Amerika’nın, İran ile yaptığı müzakerelerde gerçekte hiçbir taviz vermediğine, İran'ın sözde direniş söylemine rağmen, müzakere sürecinde Amerika'nın çıkarlarını zedeleyecek hiçbir hamle yapmadığına, aksine müzakerelerin sonunda Amerika'nın istediği düzenin sürdüğüne, yaptırımların kaldırılması İran lehine gibi görünse de bu, Amerika’nın siyasi nüfuzunu pekiştirme aracı olduğuna dikkat çekilen analizde, Amerika-İran masasında kazananın hep ABD olduğuna işaret ediliyor.

Anlaşmanın ertelenme nedenlerinin de ele alındığı detaylı analizin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Amerika-İran Müzakereleri