FETÖ Bağlantılı Hâkimlerin İmzası Bulunan Yargı Kararlarında Yeniden Yargılama Zorunlu Olacak mı?
19 Ekim 2019

FETÖ Bağlantılı Hâkimlerin İmzası Bulunan Yargı Kararlarında Yeniden Yargılama Zorunlu Olacak mı?

Köklü Değişim Medya, Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Yargıda yaşanan sorunlar ve yargı reformu tartışmaları beraberinde bazı soruları da gündeme getiriyor. Özellikle "FETÖ" bağlantılı hâkimlerin imzası bulunan yargı kararlarının akıbeti merak konusu...

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda düzenlemeler içeren Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurul’unda kabul edilerek yasalaştı. “Af Düzenlemesi” olarak algılanan yasal değişikliklerin ise, üzerinde çalışmaların sürdüğü ikinci yargı reformu paketinde değerlendirileceği duyurulmuştu.

Öte yandan kamuoyunda “Af Düzenlemesi” olarak tartışılan yasa teklifi, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden de önce ilk olarak MHP tarafından gündeme getirilmişti. Ancak geçen bu süre zarfında alışık olduğumuz Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi ve ekonomik şartlar bahane edilerek, konu gündemden düşürüldü. Yargıda yaşanan hukuksuzluklar da katlanarak arttı. Özellikle de iktidarın yerel seçimlerde büyük bir sarsıntı geçirmesi, iktidar partisindeki olası bölünme senaryoları, iktidarın kontrolü hâlâ elinde tuttuğunu ve hâlâ reform yapabilecek güçte olduğunu hem parti içine, hem muhalefete gösterme ve hem de dış yatırımcıya güven vermek adına, Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin kamuoyuna açıklanmasıyla “af düzenlemesi” olarak tartışılan “infaz yasası”ında yapılacak düzenleme yeniden gündemdeki yerini aldı.

Geçtiğimiz yıl 12 Aralık 2018 tarihinde TBMM’de Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Hâkimler ve Savcılar Kurulu bütçeleri üzerine konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, şöyle demişti:

“Terör örgütü üyesi hâkimlerin Türk milleti adına karar vermedikleri açık olarak belirtildiği yerde, yapmış oldukları yargılamalar nasıl değerlendirilecektir? Tüm bu sebepler göz önüne alındığında FETÖ mensubu hâkim ve savcıların imzası bulunan tüm kararlar ve dava dosyaları yeniden denetlenmek zorundadır, bu konuda zaruret vardır. 15 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla ortaya çıkan bu durumun tarihte eşi ve benzeri görülmemiştir, evet, bu durum gerçekten nevi şahsına münhasır bir durumdur. Terör örgütü üyesi, hâkim ve savcı sıfatını kaybetmiş bu kişiler hukuk ve adalete aykırı kararlar vermişler ancak bu kararlar hâlen icra ve infaz edilmektedir. Yeniden yargılanma yolunun açılması talebimiz; bazen kaosa sebep olabilir, bazen iş yoğunluğu, bazen dava dosyalarının çokluğu bahaneleriyle görmezden gelinmektedir. Bu durum hukuk devletine yakışmaz, sürdürülmesi de mümkün değildir çünkü hak aramayı yaşam biçimine dönüştürmeyen üşengeç ve duyarsız insanların çoğunlukta olduğu toplumlar hiçbir şekilde ilerleyemez, gelişemez ve her alanda geri kalır.”

“SÖZ KONUSU KARARLARIN TAMAMI MUTLAKA YENİDEN İNCELENMELİDİR”

FETÖ’nün yargı gücünü silah olarak kullandığı konusunda toplumun mutabakat halinde olduğunu kaydeden MHP’li Feti Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Peki, kurulan bu kumpaslar, verilen kararlar ne olacaktır? On dört yıl içerisinde verdikleri kararlar, yerli yerinde durmaktadır. Artık bir şeye kesin olarak karar vermek zorundayız, eğer bu, FETÖ’cü hâkimlerin verdikleri kararlar hukuka, adalete aykırıysa bunun ortadan kaldırılması için gerekli tüm hukuki yollar acilen hayata geçirilmelidir. Söz konusu kararların tamamı mutlaka ama mutlaka yeniden incelenmelidir.”

“YARGILANMANIN YENİLENMESİ TALEPLERİNİN HEMEN HEMEN TAMAMI REDDİLMEKTE”

“Bunun için Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 311’inci maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi müessesesinin mevcut haliyle bu işin içinden çıkmamız mümkün değildir. Bu yalın gerçek ortadayken -uygulamayı üzülerek belirteyim- tüm müracaatlar yani yargılamanın yenilenmesi taleplerinin hemen hemen tamamı reddedilmektedir. Ben İstanbul’da kırk yıl ceza avukatlığı yaptım, yüzlerce müracaatımdan ancak birkaç tanesi kabul edilmiştir mahkemeler tarafından.”

“CMK’YA GEÇİCİ MADDE EKLEYEREK ZORUNLU HALE GETİRİLMELİ”

“Bunun için bu yargılamanın yenilenmesinde 311’inci maddeye geçici bir ek madde ekleyerek FETÖ’cü hâkimlerin imzası bulunan kararlar başka bir şeye gerek görmeden zorunlu olarak yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmalıdır, başka türlü bu işin içinden çıkamayız. Adalet bu yönüyle de siyasi bir meziyettir. Unutmayalım, adaletin bulunmadığı yerde herkes suçludur. Maddi hakikate ve adalete ulaşmak için bahsedilen kararlarla ilgili olarak zorunlu yeniden yargılama yolu geciktirilmeden açılmalı.”

MHP’li Feti Yıldız, bu konuda bir yasa teklifi de hazırlayacaklarını ifade ederek, “Bu konuyla ilgili yakında sunacağımız kanun teklifini bütün partilerin samimiyetle desteklemesini bekliyoruz” demişti.[sputniknews.com 12.12.2018]

Ancak iktidar ya da muhalefet partilerinden MHP’li Feti Yıldız’ın bu açıklamalarına herhangi herhangi bir destek açıklaması gelmedi.

Eğer böyle bir teklifi MHP gerçekten üzerinde çalışılan ikinci yargı paketine taşıdı ise, tüm siyasi partiler açısından bu teklif, FETÖ ile mücadelede tam bir samimiyet testi olacaktır. MHP’li Feti Yıldız’ın belirttiği gibi mahkemelere yapılan “yeniden yargılama” başvuruları, basmakalıp ve birbirinin aynı matbu evraklar yoluyla reddedilmektedir.

Nitekim Ankara başta olmak üzere başka illerdeki birçok yerel mahkeme, AYM’nin Hizb-ut Tahrir Yargılamalarına ilişkin Genel Kurul kararı bulunmasına rağmen, birçoğu hükümlü, tutuklu ya da firari durumdaki FETÖ hâkimlerinin imzası bulunan Hizb-ut Tahrir yargılamalarına ilişkin hukuksuz kararlarında ısrar ediyor.

Özellikle “Pelikancı” olarak bilinen çevrelerin yeniden gündeme getirdiği “yargıda FETÖ mensuplarının hâlâ faal oldukları” iddiaları, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü de töhmet altında bırakarak, akıllarda soru işaretlerinin doğmasına neden oluyor. İster iktidar ister muhalefet partileri olsun, “FETÖ” ile mücadelede gereken ciddiyet, kararlılık ve samimiyeti acaba bu defa gösterecekler mi? Yoksa “FETÖ” kumpası sadece “Balyoz” ve “Ergenekon” davalarında mı var? Ya da “FETÖ” kumpasına maruz kalmış olmak için “Balyoz” ve “Ergenekon” davalarından mı yargılanmış olmak gerekiyor?