Erdoğan, Malezya’da: “‘İsrail' İle Ticareti Tamamen Durdurduk”
10 Şubat 2025

Erdoğan, Malezya’da: “‘İsrail' İle Ticareti Tamamen Durdurduk”

Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur' yaptığı konuşmada, "Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya kimsenin gücü yetmez" ifadelerini kullandı ve ‘İsrail’ ile ticari ilişkileri tamamen kestiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asya turunun ilk durağı olan Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'a gitti.

Erdoğan'a, Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi'nde Perak Sultanı Nazrin Şah tarafından fahri doktora beratı takdim edildi.

"Yeni Yüzyılda Türkiye-Malezya Stratejik İş Birliği" toplantısı kapsamında kamu çalışanları ve üniversite öğrencilerine hitap etti. Burada ikili ilişkilerin yanı sıra konuşmasının büyük bir bölümünü Gazze’deki soykırıma ayıran Erdoğan, BM, uluslararası sistem, ‘İsrail’ ve Netanyahu’nun yıkımına yönelik eleştirilerde bulundu. Erdoğan, Gazze’deki katliam sürecinde ‘İsrail’e, Türkiye’den giden petrol ve ticari gemilere yönelik eleştiriler almıştı. Erdoğan, konuşmasında ‘İsrail’ ile ticareti durdurduklarını ifade edip, 15 aylık süreçte kınama ve lanetleme mesajlarını, Gazze’ye gönderilen fakat sınırdan sokulamayan gıda ve insani yardımların tonajını hatırlatıp icraat olarak sundu.

Uluslararası Düzene Eleştiri

“Malezya ziyaretimizi bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz. Üretim, tüketim, dağıtım alışkanlıkları kökten değişirken eş zamanlı olarak dünyamız yeni bir paylaşım kavgasına doğru sürükleniyor” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu değişim fırtınası küresel ölçekte siyasi, sosyal ve ekonomik Bir takım kırılmaları da beraberinde getiriyor. Ülkeler arası rekabetin daha yıkıcı hale geldiğini, kutuplaşmanın daha da arttığını korumacı ve tek taraflı yaklaşımların rutinleştiğini müşahade ediyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalabalıktan ellerini vicdanlarına koyarak düşünmelerini isteyip şu sorulara yanıt verilmesini istedi:

"1960'larda başlayan bağımsızlık hareketlerinin önünün bir süre sonra askeri darbelerle kesilmesi tesadüf müdür? Soğuk savaşın iki ana aktörü arasındaki bilek güreşinin kurbanlarının mazlum milletler olması sadece rastlantı mıdır?

Büyük güçlerle ticari ilişkilerini daha dengeli, daha adil bir noktaya çekmek isteyen liderlerin alaşağı edilmesini masum görebilir miyiz? Bugün dünya nüfusunun toplam gelirden aldığı pay yalnızca yüzde 1,3 ise bunda sistemden kaynaklanan bir sorun yok mudur?

Kuzey Amerika'da doğan bir çocuğun Afrika'da yaşayan 70 çocuktan daha fazla imkana sahip olmasını normal karşılayabilir miyiz?

Karşılaştırmaları ve örnekleri çoğaltabiliriz, haklıyı, mazlumu, zayıfı değil, güçlüyü, zorbayı, seçkini, zengini koruyan bu yapının aynı şekilde devam etmesi doğru da mümkün de değildir. Çünkü adaletin olmadığı, adaletin vahşi çıkarlar uğruna rafa kaldırıldığı bir yerde insanlık adına barış, huzur ve kalkınma olmaz."

Yeni Bir Küresel Düzen

Cumhurbaşkanı Erdoğan insanlığa biçilen bu elbisenin dünyaya çok dar geldiğini belirterek, "Son dönemde giderek artan dayatmaları, imtiyazını kaybetmek istemeyenlerin çırpınışları olarak değerlendiriyoruz. Gücü elinde bulunduranın her zaman haklı çıktığı bu adaletsiz düzene itirazımızı her zeminde açıkça dile getiriyoruz.

Türkiye olarak biz her şeyden önce nüfusu 2 milyarı aşan İslam aleminin temsil edilmediği bir yapının kendisi adil olmadığı için adalet de dağıtamaz.

Dünya nüfusun dörtte birinin dışlandığı bir yapının güvenlik dağıtması, kürese istikrar ve barışa hizmet etmesi beklenemez. Aynı durum küresel yönetim sisteminde temsil imkanı bulamayan diğer gruplar için de geçerlidir. Dolayısıyla sorunların çözümü için yeni bir anlayışa yeni bir küresel düzene ihtiyacımız var."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi hakkımızı savunurken, başkalarının yaşadığı haksızlık ve acılara da gönlümüzü açma cesareti gösterebilmeliyiz. Altta kalanın canının çıktığı bir yerde yalnızca keder, gözyaşı ve acı olur. Biz Türkiye olarak böyle bir bakış açısıyla hareket ediyoruz.

Gazze Soykırımı: “Zülmü Lanetledik”

‘İsrail'in soykırım uyguladığı Gazze'de katliamların başladığı ilk günden itibaren çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil tüm platformlarda, ‘İsrail’ terörüne dikkat çektik, zulmü lanetledik, Filistin'in haykıran sesi olduk.

Gazze'ye gönderdiğimiz 100 bin tonu aşan insani yardımın yanı sıra İsrail'le ticari ilişkileri tamamen durdurarak tepkimizi çok net ortaya koyduk.

Birleşmiş Milletler Üzerinden Uluslararası Sisteme Eleştiri

Birleşmiş Milletler üzerinden uluslararası sisteme eleştirilerini yönelten Erdoğan şöyle devam etti:

“Saldırıların sona ermesi ve sorumluların uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için de her türlü gayreti gösterdik. Bu çabalarımızdan dolayı çok baskı gördük, tehdit edildik, siyonist lobinin itibar suikastlerine maruz kaldık. Hiçbir zaman zulme ve zalime boyun eğmedik.

**Gazzeli ve Filistinli mazlumları bir an olsun sahipsiz bırakmadık. Bu süreç bizlere uluslararası sistemin acizliğini de gösterdi. ‘İsrail'in Gazze'de çoğu çocuk ve kadın 61'i aşkın Filistinlinin hayatına mal olan katliamlarına BMGK dur diyemedi. Batı dünyası 471 gün süresinde çok kötü bir imtihan verdi."

"İkinci Bir Nekbe Yaşatmaya Kimsenin Gücü Yetmez"

Cumhurbaşkanı Erdoğan soykırımı iliklerine kadar yaşayan Filistinlilerin, ‘İsrail’ zulmüne teslim olmadığını vurgulayarak, "Büyük bir çöküşe şahit olduk. 2 milyon insan son asrın en barbar soykırımını yaşadı. Buna rağmen Gazzeli kardeşlerimiz zalimler karşısında diz çökmedi, vatanlarını terk etmedi.

Direniş güçlerinin kahramanca mücadelesi sayesinde ‘İsrail’ stratejik hedeflerine ulaşamadı.19 Ocak'ta Filistin direniş hareketi Hamas ve ‘İsrail’ arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Ancak ‘İsrail'in hukuk tanımaz ve şımarık tavrını sürdürdüğünü görüyoruz.

Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün etmeye yönelik tekliflerin ciddiye alınır bir tarafı yoktur. Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir." ifadelerini kullandı.

"Netanyahu Hükümeti Yıkımın Faturasını Ödemeli"

Gazze'de 61 binden fazla masumun şehit olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Gazze'deki binaların yüzde 80'i yıkıldı. 50 milyon tonu aşkın devasa bir enkazdan bahsediliyor. Gazze'deki yıkımın mali faturasının 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu ağır faturanın müsebbibini de ‘İsrail’ ve Netanyahu hükümetidir. ‘İsrail’ bu faturayı mutlaka ama mutlaka ödemelidir.

‘İsrail’ yönetiminden öncelikle sebep oldukları yıkımın bedeli tahsil edilmeli, bununla da Gazze'deki yeniden inşa süreçleri başlatılmalıdır. ‘İsrail'in onca yıkıma, acıya, katliama sebep olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmesine izin verilemez.

Netanyahu topraklarından kopartamadığı Gazzelilere yer arayacağına Gazze'de yol açtığı 100 milyar dolarlık zararı tedarik edeceği kaynak aramalıdır" çağrısında bulundu.

Malezya ziyaretinin ardından Erdoğan, Endonezya ve Pakistan'ı ziyaret edecek ve Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi Toplantılarına başkanlık edecek.