Köklü Değişim Medya
2011 yılında İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ve akabinde uygulayan daha sonra fesh ettiğini açıklayıp, uyum yasalarıyla uygulamaya devam eden AK Parti iktidarının Aile Bakanı Derya Yanık, LGBT karşıtı mitinge yönelik yapılan bir röportajda eleştirilerde bulundu.
Hükümetin imzaladığı sözleşme ve uygulanan kanunlar sonucunda topluma dayatılan LGBT sapkınlığına karşı düzenlenen "Büyük Aile Buluşması" mitingi hakkındaki röportajında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "nefret söylemi"ne karşı olduklarını söylemişti.
Geçtiğimiz hafta sonu Fatih ilçesindeki Saraçhane Parkı'nda, İslam’ın kesin bir dille yaakladığı ve lanetlediği LGBT sapkınlığının dayatılmasına karşı Büyük Aile Buluşması gerçekleştirildi.
Çocuklarını ve toplumu eşcinsellik baskısından korumak isteyen ailelerin organize ettiği yürüyüşe, birçok sivil toplum örgütünden destek gelmiş, mitingde küresel çeteler hedef gösterilirken hükümetin uyguladığı kanun ve uygulamalara yönelik bir eleştiride bulunulmamıştı.
Mitingden sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İstanbul’da Ailenin korunması için LGBT dayatmasına karşı yapılan eylemi Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat'la konuştu.
"Herkesin bir değerler sistemi vardır. Bu değerler sistemi çerçevesinde eleştirebilme özgürlüğünüz vardır." diyen Bakan Yanık, "Hükümetimizin de doğal olarak değerleri var. Eşcinselliği normalleştirmek ya da normal görmek gibi bir lüksümüz yok. Devletin temel insan haklarını korumak ve teslim etmek yükümlülüğü bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Fırat, LGBTİ+ birey olmanın normal olduğunu söylediği bir yazı kaleme aldı. Fırat, herkesin protesto hakkının olduğunu ama Saraçhane’deki LGBTİ+ karşıtı nefret yürüyüşündeki dili tasvip etmediğini belirtti.
Fırat, düşüncelerini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’la paylaştığını ve Yanık’ın da düşüncelerini paylaştığını yazmıştı.
STK’lar ve aktivistler bu açıklamalar üzerine tepki gösterdi ve Aile Bakanı Yanık’ın aileyi değil, sapkınları korumaya çalıştığını ifade eden paylaşımlar yaptı.
AK Parti, İstanbul Sözleşmesi ve LGBT sapkınlığı hususunda iki taraflı bir siyaset izliyor. Tabanı teskin etmek ve oy oranının düşmemesi için İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ettiğinden bahsedip, LGBT karşıtı söylemlere sarılırken öte yandan muhalif cepheye karşı ise İstanbul Sözleşmesi’nin uyum yasalarıyla uygulandığını söylüyor.
AK Parti, İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ettiğini söylese de 6284 gibi uyum yasalarıyla Batı’dan ithal fasit projeyi uygulamaya devam ediyor.
Erdoğan’dan Eşcinsellere Hak ve Özgürlük Vaadi
2002 yılında o zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman bazı televizyon ekranlarında onların da muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyoruz” açıklamasında bulunmuştu.
Burhan Kuzu: “Türkiye İçin Erken”
20 Ekim 2007 yılında TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapan AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu, LGBT tartışmaları hususunda şöyle demişti:
“Bilim adamlarının metninde böyle bir hüküm yok. Mektuplarını henüz almadım, gelsin ileriki aşamada değerlendirilir. Ama bu aşamada Meclis’ten ciddi bir kabul göreceğini sanmıyorum. Özgürlük diye sunuluyor, ama Türkiye’de henüz bunun zemini yok. Komisyondan ve Genel Kurul’dan geçebilecek bir talep gibi görünmüyor. Türkiye için erken. Evvela toplumsal bir kabul görmeden Meclis bu düzenlemeyi yapamaz. Hatta Avrupa’da bile hiçbir ülkenin anayasasında bu yok. AB Anayasası çıksın, ondan sonra bakarız.”
Burhan Kuzu’nun “Türkiye için erken” sözü üzerinden 15 yıl geçerken AK Parti, İslam’ın lanetleyip kesin bir dille yasakladığı sapkınlığı Türkiye’de tartışmaya açarak meşruiyet kazandırma çabalarında büyük yol katetti. ETCEP ile okullarda bu sapkınlık sinsice işlendi. Artık eşcinsel medyada daha görünür hale geldi ve şirketler kadrolarının bir kısmını LGBT’lilere tahsis etmeye başladı. Sapkın derneklerin sayısı AK Parti döneminde patladı. 2014 yılında AK Parti, cinsiyet değiştirme ameliyatlarını SGK'dan ücretsiz yapılmasına karar veren bir düzenlemeye de imza attı.
Derya Yanık’tan Son Açıklama
Tepkiler üzerine sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Yanık şunları söyledi:
"Bugün medyada yer alan bazı haberler üzerine açıklama yapma gereği doğmuştur.
Haberde de net olarak ifade ettiğim üzere, herkesin bir değerler sistemi vardır. Bu değerler sistemi çerçevesinde eleştirebilme özgürlüğünüz vardır.
Eşcinselliği normalleştirmek gibi bir bakış açımız asla olamaz.
Ancak özellikle bazı sosyal medya mecralarındaki şiddet ve nefret söylemlerine dikkat çekmek istiyorum. Nefret söylemi kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin çok tehlikelidir.
Kamusal düzenin devamı ve kaosun oluşmaması için bu dilden uzak durulmalı, ferasetle sorunların üzerine gidilmelidir.
Devlet temel insan haklarını koruma ve teslim etme yükümlülüğünü üzerinde taşıyan bir kurumdur. Her vatandaşını korumakla mükelleftir. Bu noktayı tartışmaya açmak da çok tehlikelidir.
Bununla beraber yürüyüşle ilgili olarak ifadelerim ve düşüncelerim protesto hakkının demokratik bir hak olduğu yönündedir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak aileyi ve değerlerimizi korumak en önemli vazifelerimizin başında gelmektedir.
İnancımız ve değerlerimiz çerçevesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz."