HİLÂFET’İN MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖNEMİ KONUŞULDU
22 Şubat 2021

HİLÂFET’İN MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖNEMİ KONUŞULDU

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Hilâfet’in kaldırılışının Hicrî 100’üncü yılı münasebetiyle yapılan etkinlikler kapsamında İstanbul’da ikinci hafta “Hilâfet’in Yeniden İkamesi Ölüm-Kalım Meselesidir!” başlıklı yeni bir web-panel düzenlendi. Köklü Değişim Medya tarafından organize edilen panelde Hilâfet’in Müslümanlar için ne kadar önemli olduğu anlatıldı.

Moderatörlüğünü Volkan AYNA’nın yaptığı web-panele Köklü Değişim Medya Yazarları Musa BAYOĞLU ve Serdar YILMAZ konuşmacı olarak katıldılar. Ayrıca Eğitimci Yazar Ahmet KALKAN, Köklü Değişim Yazarlarından Yılmaz ÇELİK ve Aydın USALP da canlı video bağlantısı ile panele katılıp değerlendirmeler yaptılar.

Program, Volkan AYNA’nın açış konuşması ile başladı. İlk konuşmacı Musa BAYOĞLU “Hilâfet Müslümanlar İçin Neden Hayati Öneme Sahiptir?” başlığı altında bir sunum gerçekleştirdi.

Hilâfet Müslümanlar İçin Neden Hayati Öneme Sahiptir?

Musa BAYOĞLU sunumunda Allah Rasulü’nün ilk İslâm Devleti’ni kurduğunu, bu devlet ile İslâm’ın hayatta tatbik edilmeye başladığını, davet ve cihat yolu ile kısa sürede dünyaya yayıldığını, 13 asır boyunca bunun devam ettiğini, İslâmi bir hayat için Müslümanların her dönem malları ve canları ile mücadele ettiğini hatta Osmanlı’nın hasta adam olarak nitelendirilen son döneminde bile bu konuda Çanakkale ve diğer cephelerde büyük gayretler gösterdiğini, yüzbinlerce şehit verdiğini ve Müslümanlar için Hilâfetin hayatı öneme sahip olduğunu bazı başlıklar üzerinden anlattı.

Allah’ın hükümleri ile hükmedilebilmesi, aile, nesil ve toplumun korunması, canların, kutsalların ve mahremlerin muhafazası, ekonomik kalkınma ve refahın sağlanması, Müslümanların bir ümmet, bir devlet, bir bayrak ve bir lider etrafında toplanması konularını mevcut durumdan örnekler vererek değerlendiren Bayoğlu, hem bu konularda hem de ve Allah’ın vaad ettiği ve Rasulü’nün müjdelediği hakikatler konusunda Hilâfetin Müslümanlar için ölüm kalım meselesi olduğunu anlatarak sunumunu tamamladı.

Bayoğlu’nun etkili sunumundan sonra Eğitimci-Yazar Ahmet KALKAN Hoca panele canlı video bağlantısı ile iştirak etti ve “Hilâfet’in Müslümanlar İçin Önemi” hakkında önemli hatırlatma ve nasihatlerde bulundu.

Hilâfet Dünya ve Ahiret Kurtuluşu İçin Tek Çözüm!

Ahmet KALKAN konuşmasında; Hilâfet’in farz olduğunu, Müslümanların Hilâfet için ihtilafları bir kenara bırakarak hep birlikte çalışmaları gerektiğini, Hilâfet’in hayal değil dün olduğu gibi bugünde uygulanabilecek bir yönetim olduğunu, var olan beşerî rejimlerin insanlığı mutlu etmediğini ve Râşidî Hilâfet’in tüm Müslümanların dünya ve ahiret kurtuluşu için tek çözüm olduğunu örnekler ile anlattı.

Bir diğer konuşmacı; Değişim TV’de yayınlanan “Hayata Yön Veren Mefhumlar” programından da tanıdığımız Serdar YILMAZ idi.

“Hilâfet'in Kurulması Ümmetler İçin Neden Ölüm-Kalım Meselesidir?” başlıklı sunumunu gerçekleştiren Yılmaz konuşmasında, ölüm-kalım mefhumu üzerinde durdu ve şöyle dedi:

“Bir toplum ve bir ümmet için ölüm-kalım meselesi, o toplumu toplum kılan, o ümmeti ümmet kılan hususları, esasları ve temelleri yitirme ve bir ümmet olarak varlığını kaybetme meselesidir.

İslâm ümmetini, var eden ve onları bir ümmet kılan unsur ise İslâm akidesi ve bu akideden çıkan hüküm ve nizamlardır. İşte Hilâfet’in yıkılması ile birlikte bugün, Müslümanlar, kendilerini var eden, bir ümmet kılan esaslarını ve varlık unsurlarını yitirmek ve kaybetmek üzereler. İslâm akidesinin etkisi, Müslümanlar üzerinde neredeyse silinme tehlikesi ile karşı karşıyadır.”

İslâm Ümmeti Bugün Yol Ayrımındadır!

Yılmaz konuşmasında; İslâm ümmetinin bugün bir yol ayrımında olduğunu, ya Hilâfet’i kurup yeni bir çağ başlatacaklarını ya da küfür fikirleri ile yaşayıp tarihin derinliklerine gömülüp yok olup gideceklerini, işte bunun İslâm ümmeti için hem bir yol ayrımı hem de ölüm-kalım meselesi olduğunu belirtti.

Serdar Yılmaz son olarak şu hususları zikretti: “Bugün Müslümanların kalbinde bulunan İslâm akidesi 3 önemli hususu yitirdi ve 3 bağı koptu. Bunlardan birincisi, İslâm akidesinin hayatla bağı koptu. Artık İslâm akidesinin hayatla bir ilişkisi kalmadı. İkincisi, İslâm akidesinin hayatın sonrası ile bağı koptu. Artık hesap günü, cennet nimetleri ve cehennem korkusu, Müslümanları harekete geçirmez oldu. Ve üçüncüsü, İslâm akidesinden çıkan İslâm kardeşliği bağı, Müslümanları birbirine bağlayan tek bağ olmaktan çıktı.Yerine milliyetçilik ve vatancılık bağı geldi. İşte kopan bu 3 bağ yeniden İslâm akidesine bağlanmazsa, hızla ümmeti ölüme sürükleyecektir. İçinde bulunduğumuz tüm bu halden kurtuluşun tek çözümü ise, İslâm’ı hayatta kâmil bir şekilde tatbik edecek, Müslümanları yeniden tek bir cemaat, tek bir toplum, birbirini kardeş bilen İslâm ümmeti haline getirecek olan Hilâfetin ikamesidir. Ve bu hayati bir dava ve ölüm kalım meselesidir.”

Panele canlı bağlantı ile katılan ikinci konuk Yılmaz ÇELİK “Cemaat ve Kitlelerin Çalışmalarında Hilâfet’in Yeri”nin ne olduğu konusundan değerlendirmeler yaparak şu hatırlatmalarda bulundu:

İslâm ümmetinin geçirdiği iki büyük sarsıntıdan bahseden Çelik, bunların birincisinin Osmanlı Hilâfet Devleti’nin yıkılması, ikincisinin de mübarek Filistin topraklarında gasıp Yahudi varlığının (“İsrail”) kurulması olduğunu söyledi. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanının ardından bazı Müslümanların buna tepki verdiklerini ve kıyama kalktıklarını belirten Çelik, sadece bu coğrafyada 40’tan fazla ayaklanmanın olduğunu ifade etti. Hilâfet’in ilgasının ardından da birçok ayaklanma olduğunu söyleyen Yılmaz Çelik, bunların arasında en kayda değer olanı Şeyh Said Rahimehullah’ın kıyamı olduğunu söyledi.

Zamanla Müslümanların ikinci büyük sarsıntıyı yaşadıklarını ifade eden Yılmaz Çelik, Yahudi varlığının kurulması olarak ifade ettiği bu sarsıntıdan İslâm âlimleri daha çabuk sıyrıldılar ve kendi içlerinde bu meselelerin halli için çareler aramaya başladılar, dedi. Bu minvalde ulema arasında daha seçkin bir zümrenin ortaya çıktığını söyleyen Çelik, bu zümre içerisinde yer alan Takiyyuddin en-Nebhânî’den ve diğer bazı âlimlerin çalışmalarından bahsetti. Aradan geçen süre içerisinden çoğu kitlenin kuruluş amacından saptıklarını, İslâmi yönetim, Hilâfet hedeflerine giden yolda sebatla duramadıklarını, savrulduklarını anlatan Çelik, Türkiye’den de bazı siyasi partilerden örnekler verdi.

İslâm ümmetinin yaptığı çeşitli kitleleşme türlerinden ve bunların hatalarından bahseden Yılmaz Çelik, cemaatlerin, kitlelerin yaptıkları çalışmaların tek bir noktaya; Hilâfet’in ikamesi çalışmalarına kanalize edilmediği sürece Müslümanların yaşadıkları sıkıntıların sona ermeyeceğini söyledi.

Yıkılışının 100. Yılı münasebetiyle Hilâfet için Serdar YILMAZ’ın yazıp Mahmut KAR’ın seslendirdiği “Yüz Yıl Yetmez mi?” şiiri programda izleyiciler ile buluştu.

Programa Diyarbakır’dan canlı bağlantı ile konuk olan Aydın USALP Hilâfetin yıkılmasına karşı kıyam başlatan Şeyh Said’i ve kıyamının neden başlattığını anlattı. Usalp Şeyh Said’in Hilâfet kaldırıldıktan sonra başlattığı kıyamın İslâm’ın esaslarından kaynaklandığını, Hilâfetin kaldırılmasına karşı mücadele başlattığını mahkemedeki ifadelerinden ve ailesi ve yakın çevresindekiler ile olan diyaloglarından örnekler verdi ve bu yüzden inşAllah şehit edildiklerini ifade etti. Yine Aydın Usalp Halife’ye itaatin farz olduğunu ancak Allah’ın hükümlerinin kaldırılması durumunda ona karşı mücadele edilmesi gerektiğini hadisler ile izah ederek bu konunun önemini anlattı.

Panel seyircilerden gelen soruların panelistler tarafından cevaplanması ile son buldu.

___

#YenidenHilafet