3 MART’TA “HİLÂFET HAYAL DEĞİL ALLAH’IN VAADİDİR” PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
04 Mart 2021

3 MART’TA “HİLÂFET HAYAL DEĞİL ALLAH’IN VAADİDİR” PANELİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya tarafından, Hilâfet’in 3 Mart 1924’de kaldırılışının hicri 100. yılı münasebetiyle, “Hilâfet Hayal Değil Allah’ın Vaadidir” başlıklı web-panel düzenlendi.

Değişim TV web sayfası üzerinden canlı yayınlanan panelin moderatörlüğünü Köklü Değişim Medya Ankara Temsilcisi Kadir KAŞIKCI yaptı.

Panele, Gazeteci Yazar Ahmet VAROL, Dar’ul Kur'an Vakfı Başkanı Mustafa SAKÇI online katılırken, İktisat Bilimci Muhammed Hanefi YAĞMUR ve İlahiyatçı Abdullah İMAMOĞLU stüdyodan sunumlarını gerçekleştirdiler. Programa ayrıca, Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet MİŞENİŞ’de bir video mesaj ile katıldı. Panele katılacağı daha önceden duyurulan Gazeteci Yazar Mustafa ÖZCAN, mazeret belirterek programa katılmadı.

Gazeteci Yazar Ahmet VAROL, "-Filistin ve Kudüs özelinde- Hilâfet’in yokluğu, ümmetin bütünlüğü için ne ifade ediyor?" şeklinde sorulan soruya verdiği cevapta; Hilâfet’in öneminden bahsederek ümmetin ‘birlik ve bütünlüğünü’ kaybettiğini, bunun yeniden tesis edilmesinin Müslümanlar açısından zaruret olduğunu” söyledi.

Dar’ul Kur'an Vakfı Başkanı Mustafa SAKÇI ise, "Hilâfet’ten yoksun olan Müslümanlara Hilâfet’in önemini hatırlatmakta günümüz âlimlerine ne gibi sorumluluklar düşmektedir?" sorusunu cevaplandırırken; “Rasulü Ekrem hem bir yöneticiydi, hem de emri yerine getirip İslâm’ı tatbik ediyordu. Rasulullah vefat edince -daha naaşı kaldırılmadan- Sahabe efendilerimizin ilk yaptığı şey, kendi aralarında bir Halife tayin etmek oldu. Ahlakın bozulduğu bir yerde hiçbir şey sağlanamaz. Ümmetin birlik, bütünlüğü ve güzel ahlak, ancak başında bir Halife varsa sağlanabilir.” ifadelerini kullandı.

Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet MİŞENİŞ gönderdiği videoda şu mesajları verdi: “Hicrî takvime göre bundan yüz yıl önce Recep ayının böyle bir gününde İslâm Hilâfeti’nin kaldırılması kararı alındı. Bunu şer’î mahkemelerin kaldırılması, hanedanın sürgün edilmesi ve Tevhid-i Tedrisat gibi diğer kararlar takip etti. Batı’nın yüzyıllardır sistematik olarak sürdürdüğü saldırılara rağmen ümmetin yaşattığı İslâmi tezahürlerden uzaklaştırılması hususunda canhıraş bir gayret içine girildi. İslâm ümmetinin bünyesinde ve Hilâfet makamında yıkım mangası gibi hareket eden Batılı fikir sahipleri, daima, ümmetin İslâmi değer ve kanunlara bağlı olmasından dolayı geri kaldığı propagandasını yaptılar. Bunun sonucu olarak, maalesef paramparça bir ümmet, birbirine düşman kesilmiş komşular, tek ve bütün bir toprak iken pasaport ve vizelerle, ağır güvenlik tedbirleri ile dolaşımı sınırlandırılmış Müslümanlar. İşte biz bugün, Müslümanları birleştirecek, iki yakalarını bir araya getirecek, ilk kıblemizi ve bütün Müslüman beldeleri kurtarmak için Müslümanların güçlerini toparlayacak bir Hilâfet’e ne kadar da ihtiyaç duyuyoruz! Hilâfet, Allah’ın izni ile, Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi ile kesinlikle kurulacaktır. “Allah, dilediğinde ona (ceberrut idareciler dönemine) son verecektir. Sonra Nübüvvet Metodu üzere Hilâfet olacaktır.”

İktisat Bilimci Muhammed Hanefi YAĞMUR kendisine yöneltilen, "Hilâfet'in yeniden ikamesinin 'çok zor' hatta 'ütopya' olduğunu savununlar var. Bununla ilgili Müslümanların parçalanmışlığı ve dünyanın süper güçler karşısında 'İslâmi bir devlet olma gayesi ancak hayaldir' argümanı öne sürülüyor. Bu argümanları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna; “Hilâfet meselesi bugün Müslümanların gündeminde var mı, yok mu? 80’li yıllarda bu tür ütopya laflarını işitiyorduk. Ancak son on yıllık dönem içerisinde, bu coğrafyada yaşayan yediden-yetmişe devletin tepesindeki yöneticilerden, Milletvekillerinden, akademisyenlerden, iş adamlarına, okuldaki öğrencilere ya da çevremizdeki insanlara kadar konuştuğumuz insanların neredeyse tamamından Hilâfet’in hayal mi, ütopya mı olduğuyla ilgili bir şey duymuyoruz. Bu endişeleri dile getirenler Batılı sömürgeciler ve onların payandalarıdır” şeklinde cevap verdi.

“Hilâfet Hayal Değil Allah’ın Vaadidir” başlıklı panelin son konuşmacısı İlahiyatçı Abdullah İMAMOĞLU ise, "Hilâfet meselesinde nasıl hareket edilmeli, Müslümanların bu konuda ki yaklaşımları nasıl olmalı?" şeklindeki soruya verdiği cevabına; “Hilâfet hayal değil, şer’i bir hakikattir, Allah’ın vaadi, Rasulullah Efendimizin müjdesidir” cümlesiyle başladı. İmamoğlu, “Kur’an naslarını incelediğimiz zaman âlemlerin Rabbi olan Allah, kudretini bize beyan ediyor. 'ABD’ye rağmen Hilâfet’in kurulamayacağını' söyleyen kardeşlerimize şahit oluyoruz. Oysa Allah vaad etmiş... Allah kendisinden için; 'her şeye kadir' demiş, 'Amerika’ya rağmen Hilâfet kurulamaz!' diyoruz. 'Sömürgeci kâfirlere rağmen Hilâfet kurulamaz!' diyoruz. Hayır! Hilâfet’in kurulması an meselesidir!” şeklinde konuştu.

Panelde ayrıca, Grup Değişim tarafından hazırlanan “Haydi Uyan Müslüman” adlı ezgi ile Hilâfet’in ümmet için önemini ortaya koyan bir de sinevizyon yayımlandı.
___

#YenidenHilafet