Kaldırılışının 99. yıl dönümünde Yazar Kürşad Atalar'ın Hilafet mesajı
HİLAFET ve ÜMMET
"Hilafetin kaldırılışını değerlendirirken en çok üzerinde durmamız gereken husus, zannımca, Ümmet’in durumuna dair yapılacak tespittir. Dikkat edilecek olursa, Hilafet Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra kaldırılmıştır. Yani önce “siyasal erk” el değiştirmiş, ardından “sembolik” Hilafet kurumu ilga edilmiştir.
Buradan şu basit sonuca ulaşılır: Ümmet diri olsa, siyasal gücü de olur, ekonomik, teknolojik, askeri vs gücü de olur. Ümmetin “zayıflama” süreci, malum, asırlara baliğdir. Nedenleri ise öncelikle “düşünsel” ardından “sosyolojik” ve sonra da “siyasal” ve “ekonomik”tir. Evet, Hilafetin kaldırılışının Ümmet açısından “siyaseten” bir “bitiş”i simgelediği söylenebilir; ama Ümmetin varlığı da sadece siyasete endeksli değildir. Nitekim modern dönemde siyasal varlığımız neredeyse bütünüyle ortadan kalkmıştır, ama Ümmet iyi-kötü varlığını sürdürebilmiş; “İslami Hareketler” vasıtasıyla sosyolojik temelli bir varoluş mücadelesi vermiş, ardından da kimi coğrafyalarda “siyasal varlık” gösterebilmiştir. Bunun asli nedeni, “düşünsel” dinamiklere dayalı bir “uyanış” sürecinin yaşanmasıdır. Bu süreç halen devam etmektedir, fakat “okullaşma” aşamasına henüz ulaşılamamıştır.
Gelişim süreci devam eder ve bu aşamaya ulaşırsak, çağdaş dönemde de, tıpkı Asr-ı Saadet’ten sonraki birkaç asırda olduğu gibi, güçlü siyasal entiteler kurabilir, hatta rakiplerimizi bu alanda geçebiliriz de. Bunun temel şartı, düşünce temellerimizi, tıpkı Asr-ı Saadet’te olduğu gibi, vahye dayandırmamız ve içtihad mekanizmasını olması gerektiği gibi işletmemizdir. Benim kişisel inancım şudur: düşünce okullaştığında, “dünya değişecektir.”
Yazar Dr. Kürşad Atalar
#3Mart1924