Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Erdoğan’dan NATO Genel Sekreterliği için destek isteyecek 

Köklü-Değişim,Rutte,-NATO-Genel-Sekreterliği-İçin-Erdoğan’dan-Destek-İsteyecek.jpg

Kapitalist Batı’nın askeri gücü NATO Genel Sekreterliği için aday olan Hollanda Başbakanı Mark Rutte’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan destek almak adına Türkiye'ye geleceği açıklandı.

NATO'nun 14'üncü lideri olmak için NATO ülkelerinden desteklerini talep eden Rutte, 31 Mart'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla arayarak adaylık için desteğini istemişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hollanda Başbakanı ve NATO Genel Sekreteri adayı Mark Rutte arasında İstanbul'da yapılacak görüşmede Türkiye-Hollanda ilişkileri ile Avrupa Birliği üyelik süreci de ele alınacak.

Türkiye, Rutte'yi henüz açıkça desteklemeyen dört NATO ülkesinden biri olarak öne çıkarken, Batı askeri ittifakının 32 üyesinin tamamının oybirliğine ihtiyacı var. Rutte halen bir başka rakip aday olan Romanya Cumhurbaşkanı Klaus Iohannis ile yarış halinde.

Rutte'nin Türkiye ve Romanya'nın yanı sıra Macaristan ve Slovakya'yı da ikna etmesi gerekiyor. Macaristan hükümetine liderlik eden Başbakan Viktor Orban, Rutte'nin adaylığına açıkça karşı çıktığını açıklamıştı. 

Türkiye ve Macaristan, daha önce de İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini veto etse de daha sonra iki ülke de vetosunu kaldırmıştı. Anakara, daha önce de  Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği için veto kartını çıkarmış daha sonra Rasmussen’in adaylığını kabuk etmişti. 

NATO’nun lideri Washington’ın NATO hususunda aldığı kararlar her ne kadar üye devletlerden bazıları tarafından veto edilse de nihayetinde ABD’nin aldığı kararlara bazı pazarlıklar sonunda boyun eğiliyor. 

Türkiye, terör örgütleri PKK ve PYD ile mücadele ederken, ABD ve Avrupalı devletler bu örgütlere alenen siyasi ve askeri destek veriyor. Ayrıca İslam ve Müslümanları tehdit olarak kabul eden NATO, Afganistan ve Irak’ta yüzbinlerce Müslümanı katletmesine rağmen Ankara, kapitalizmin askeri gücü ile birlikte hareket ediyor ve üyelerini stratejik müttefik ve dost olarak niteliyor. 


Rutte, NATO Genel Sekreterliği İçin Erdoğan’dan Destek İsteyecek

Bakan Şimşek, kamuda tasarrufun 2024 yılının ikinci yarısında devreye gireceğini açıkaldı

Köklü-Değişim,Kamuda-Tasarruf-Halen-Devreye-Girmedi.jpg

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, **"Kamuda harcama kontrolü 2024'ün ikinci yarısında devreye girmiş olacak"** açıklamasında bulundu. 

Türkiye ekonomisi uzun zamandır ekonomik kriz ile mücadele ederken, enflasyon kritik seviyelere ulaşmış durumda. Hükümet geçen sene kamuda tasarruf yapılacağını açıklasa da Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre tasarruf bu yılın ikinci yarısında devreye sokulacak.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşmasında enflasyonla mücadelede ilave adımlar atılacağını belirterek, **"Enflasyonu sıkı para, maliye politikası, hedeflerle uyumlu bir gelirler politikası, yapısal dönüşüm ve verimlilik artışı ile düşüreceğiz, sonuçları yılın ikinci yarısında almaya başlayacağız"** ifadeleriyle ekonomideki gelişmeleri özetledi. 

Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanları şöyle:

“Orta Vadeli Program (OVP) çalışıyor, istenen sonuçları veriyor. Programımızı güçlendireceğiz ve uygulamakta, Türkiye'nin makro ekonomik sorunlarını çözmekte kararlıyız.

Para politikasının aktarım mekanizması gecikmeli çalışıyor. Dolayısıyla dezenflasyonu önümüzdeki dönemde destekleyecek adımlar atacağız. Bu adımlar daha çok maliye politikasında, yapısal reformlar olacak.

**Enflasyonla Mücadele İçin Zaman İstedi**

En büyük önceliğimiz fiyat istikrarı ve onu destekleyici şekilde mali disiplin. Dezenflasyon zaman alıyor, enflasyonla mücadele bir süreç işidir.  Enflasyonu sıkı para, maliye politikası, hedeflerle uyumlu bir gelirler politikası, yapısal dönüşüm ve verimlilik artışı ile düşüreceğiz, sonuçları yılın ikinci yarısında almaya başlayacağız.

Merkez Bankası, para politikasında önemli adımlar attı. Şu anda seçici kredi politikası uyguluyor. Faizin durduğu yere oranla para politikası daha sıkı bir durumda.

Önümüzdeki seneden itibaren deprem harcamaları dahil bütçe açığını yüzde 3'ün altına çekeceğiz.

**Kamuda Tasarruf**

Harcamaların gözden geçirilmesi bir süreç işi, tasarruf konusunda çalışmalarımızı nihai bir noktaya getirdi. Yakında bazı hususları paylaşacağız. Kamuda harcama kontrolü 2024'ün ikinci yarısında devreye girmiş olacak.

Merkez Bankası'na dezenflasyon için destek vereceğiz. Orta vadede yapısal reformlar için mali alan yaratacağız.

Geçici olarak büyümede yavaşlama olabilir ama bizde hem büyüme potansiyeli güçlenecek, hem de büyüme performansı dünyaya oranla orta-uzun vadeli perspektifte çok güçlü şekilde seyretmeye devam edecek.

Bu sene Orta Vadeli Program'da (OVP) yüzde 3,1'lik cari açık öngörümüz var. Çok büyük ihtimalle yüzde 2,5'in altınca olacak. Bütçe açığı öngörümüz yüzde 6,4, hedefimiz yüzde 5'in altı olacak. Cari açığın milli gelire oranının yüzde 2,5'in altına çekilmesi bize rezerv birikimi imkânı sağlayacak.

**Kur Oynaklığı Azaldı**

Kur oynaklığı azaldı. Ekonomide dengelenme başladı. Türkiye'nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor. Türkiye'ye kaynak girişi bol, Türkiye'nin şu an kaynağa erişim sorunu yok

Son üç ayda bankalarımız toplamda 3.5 milyar dolarlık sermaye benzeri dışarıdan kaynak buldular. Rezervlerde bir toparlanma var; arzuladığımız yerde değiliz, bu bir süreç işi. (Rezerv seviyesini) KKM'deki düşüşle değerlendirirseniz rezervlerdeki artış resmi ifade edildiğinden daha iyi…”

Şimşek ayrıca yaz aylarında baz etkisi ve uygulanan program sayesinde enflasyonun düşüş göstereceğini açıkladı. 

**Erdoğan: “Gereksiz Harcamalar Ortadan Kaldırılacak”**

Irak dönüşü konu hakkında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, **"Tasarruftan kamuda gereksiz harcamaların ortadan kaldırılması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması anlaşılmalıdır."** diyerek şu ifadelere yer verdi;

"Milletimizin refahını artırmak için tasarruf tedbirleri almak durumundayız"

**2021 Yılında Tasarruf Genelgesi Yayımlanmıştı**

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılında kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin "tasarruf tedbirleri" genelgesi yayımlamıştı. Fakat kamudaki harcamalarda bir tasarrufa gidildiğine dair emare görülmemişti. Belediyeler konser ve festivallerle ciddi harcamalarda bulunurken, bakanlıklarda da gereksiz harcamalar hız kesmeden sürüyor.





Kamuda Tasarruf Halen Devreye Girmedi

Mustafa Kemal'e hakaret ettiği ileri sürülerek yargılanan Ahmet Bostancı’ya 3 yıl 9 ay hapis cezası 

Koeklue_Degisim_Mustafa_Kemal_e_Dua_Edilmesine_Tepki_Goesteren_Ahmet_Bostanci_Hala_Tutuklu_408ebef92d.jpg

Kemalist kesim tarafından Mustafa Kemal'e hakaret ettiği ileri sürülerek yargılanan Ahmet Bostancı’ya 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

10 Kasım’da Gayrettepe'deki Hacı Nimet Özden Camii'nde kılınan Cuma namazı sırasında, imamın hutbede yer almamasına rağmen kendi inisiyatifi ile Mustafa Kemal’e dua edip rahmetle anılması üzerine camiden çıkan ve sosyal medyada bu duruma tepki gösteren Ahmet Bostancı’ya 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

Yolda yürürken kısa bir video çekip tepkisini ortaya koyan Ahmet Bostancı, kemalist kesimler tarafından “Atatürk'e ve ona dua eden imama hakaret ettiği” ileri sürerek hedef göstermiş ardından yargı erkince tutuklanmıştı.

Videoda açık hakaret içermediği halde doğal tepkisini dile getiren Ahmet Bostancı’nın beraat talebi reddedilerek hakimlikçe tutukluluğuna hükmedilmiş ve 67 gün cezaevinde tutulmuştu. 

Daha sonra tahliye edilen Bostancı’nın mahkemesi bugün Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Ahmet Bostancı katıldı. 

Kararını açıklayan mahkeme, sanık Ahmet Bostancı’nın Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi. 

Yargı, İslam'ın kutsallarına hakaret edenlere karşı oldukça toleranslı davranırken, fikir ve düşüncelerini ifade eden Müslümanlara karşı ezici bir güç kullanıyor.


Ahmet Bostancı’ya 3 Yıl 9 Ay Hapis Cezası 

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ebu Rudeyne: “Washington onlarca yıldır bizi kandırıyor”

Kökl.jpg

**Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne**, Washington’ın BM’de (Birleşmiş Milletler) Filistin’in tam üyelik oylamasını veto etmesinin ardından yaptığı açıklamada, **“Washington onlarca yıldır bizi kandırıyor”** ifadelerini kullandı. 


Yaser Arafat döneminden beri yani 30 yılı aşkın zamandır aynı görevde bulunan **Filistin Enformasyon Bakanı ve Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne**, Washington'ın ‘İsrail'e Gazze Şeridi’ndeki savaşını durdurması için baskı yapmak yerine, onu askeri olarak desteklemek için milyarlarca dolar ayırdığını ve Filistin'in Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üye olmasını engellemek için veto hakkını kullandığını söyledi.

BM’deki oylamanın olumsuz sonuçlanması üzerine suçladığı ABD’nin “İki Devletli Çözüm” planını savunan ve savunmaya devam eden Abbas rejimi, yönetimindeki Batı Şeria’da “İsrail”in işgal ve katliamlarına ses çıkarmazken Gazze’nin yönetiminin de elinde olması gerektiğini savunuyor. 

ABD yönetimi, geçtiğimiz hafta BM'de Filistin'in tam üyeliğini öngören BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını veto oyu kullanarak engelledi. Bunun üzerine Filistin Devlet Başkanlığı, ABD yönetiminin bağımsız bir Filistin devleti kurulması konusunda **‘yanıltıcı ve aldatıcı’** olarak nitelediği vaadine tepki gösterdi. 

**Tepki Dilde Kaldı ve ABD’ye Karşı Bir Somut Bir Eylem Yok!**

Fakat Filistin Yönetimi, ABD'nin tutumuna olan öfkesini, ilişkilerin yeniden değerlendirileceğini ve buna 27 Nisan'da Riyad'da yapılması planlanan Kudüs konulu Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi’nin toplantısında yanıt verileceğini açıklamak dışında herhangi bir eyleme başvurmadı. 

Ebu Rudeyne’ye göre Başkan Biden, göreve başlamasından bu yana Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a bir önceki Başkan Donald Trump'tan farklı bir yaklaşımı olduğunu, **iki devletli çözümü** desteklediğini, yasadışı yerleşim birimleri inşasını reddettiğini ve Kudüs'teki tarihi statünün korunmasından yana olduğunu ifade ediyor.

**Rudeyne, Çözümü ABD’nin Kontrolündeki BM’de Arıyor**

Kendilerine yöneltilen eleştirileri hafifletmek için çelişkili açıklamalara başvuran Rudeyne, ABD’ye karşı ABD’nin kontrolündeki BM’de çözüm arayacaklarını ifade ederek tıpkı diğer İslam beldeleri gibi Filsitin’i BM  ve uluslararası kurumlara havale etti.

ABD'nin ‘utanç verici’ olarak nitelediği tutumunu değerlendirmek ve uygun kararı almak için Filistin ve Arap ülkeleri arasında toplantılar yapılacağını açıklayan Ebu Rudeyne, kararda **BM Genel Kurulu'na gidilmesinin yanı sıra, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD)** Filistin için harekete geçirilmesi gibi birtakım önemlerin yer alabileceğini kaydetti.

Filistinli yetkilinin açıkladığına göre söz konusu toplantılar arasında **Filistin, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE)** yer aldığı Altılı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi’nin 27 Nisan’da Riyad'da yapılması planlanan Kudüs konulu toplantısı ve ertesi gün ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yapacağı bir başka toplantı var.

Zikredilen ülkeler ise ABD siyasi ekseninde hareket eden ülkeler olduğu biliniyor. 

Bu Arap ülkelerinin ortak tutumu, **uluslararası hukuka, adres olarak Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ)**, savaşın durdurulmasına ve Arap Barış Girişimi'ne dayanıyor.

Bu tutum aslında “İsrail”in de razı olduğu bir tutum. “İsrail” Mahmud Abbas rejiminin hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de yönetimi ele almasını istediğini daha önce açıklamıştı. 

**ABD’den Gelecek Parayla Memurların Maaşını Ödüyorlar**

Ebu Rudeyne, ABD yönetiminin ne ‘İsrail’in Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşını durdurmak ne de ‘İsrail’i Filistin’e ait fonları Filistin Yönetimi’ne teslim etmeye zorlamak için somut bir adım attığını vurguladı.

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü, Washington'ın, ‘İsrail'in Filistin fonlarına el koyması ve mali ithalatının sadece üçte birinin devam etmesi’ nedeniyle, **çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyen** Filistin Yönetimi'ni güçlendirmekten bahsetmesi karşısında şaşkınlık duyduğunu ifade etti.

**“ABD’nin Dediğini Yaptık”**

ABD yönetiminin Filistinlilerden teknokratlardan oluşan bir hükümet kurmalarını istediğini, onların da bunu yaptığını söyleyen Ebu Rudeyne, **“Ancak şimdiye kadar ne ABD’nin ne de ‘İsrail'in tutumunda bir değişiklik olmadı. Hem Filistin fonları alıkonulma hem de yerleşimcilerin saldırıları devam etti”** açıklamasında bulundu. 

Ebu Rudeyne, ABD yönetiminin onlarca yıldır olumlu sözler vermesine karşı bu sözleri uygulamaya geçirmeyen tutumundan duyduğu memnuniyetsizliği ifade etti.

Rudeyne, ABD Temsilciler Meclisi'nin Tel Aviv'e milyarlarca dolarlık yardım paketini onaylamasını ‘İsrail'e savaşı sürdürmesi ve Irak, Suriye ve Yemen'e düzenlediği saldırılar da dahil olmak üzere bölgede istediğini yapması için yakılan ‘yeşil ışık’ olarak nitelendirdi.

**Gazze’nin Yönetimini İstedi**

‘İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşı için belirttiği hedefler hakkında ise ‘İsrail’in sadece sivilleri öldürülmeyi, evleri ve altyapıyı yıkmayı başardığını söyleyen Ebu Rudeyne, “Bu gülünç bir başarıdır” dedi. 

Ardından ABD’nin isteğiyle kurulduğunu ifade ettiği **Başbakan Muhammed Mustafa başkanlığındaki Filistin hükümetinin** Gazze Şeridi'nde faaliyet gösterebilmesi için Hamas Hareketi ile bir anlaşmaya varılması gerektiğini ifade eden Ebu Rudeyne, Gazze Şeridi'nin şu an ne Hamas ne ‘İsrail’ ne de Filistin Yönetimi tarafından kontrol edildiğini ileri sürdü. 

Ebu Rudeyne, FKÖ'nün bir kolu olduğunu söylediği Filistin Yönetimi’nin, Filistinlilerin tek meşru temsilcisi, Batı Şeria’nın ve Gazze Şeridi’nin işlerini tek bir coğrafi ve siyasi birim olarak yönetmekle sorumlu olduğunu iddia etti.

Filistinli yetkili, tüm dünyanın ‘İsrail’ Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’yi Batı Şeria’dan ayırma stratejisini destekleyerek yanlış bir yolda ilerlediğini anladıktan sonra’ Gazze’deki görevlerini yerine getirmesi için Filistin Yönetimi’ni desteklediğine işaret etti.

Ebu Rudeyne’ye göre Filistin Yönetimi'nin Gazze'de yönetimi yeniden ele almasını engellemekle ve Gazze'yi Batı Şeria'dan ayrı tutmakla, Filistin davasının parçalanmış halde kalması amaçlanıyor diyerek kurulan hükümet meşruiyet kazandırmaya çalıştı. 

Filistin Devlet Başkanlığı ayrıca Hamas Hareketi’ne FKÖ'ye katılmadan önce uluslararası hukuku, barışçıl direnişi ve 1967 sınırlarında, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını tanıyan FKÖ politikalarını benimsemesi çağrısında bulunarak bir ABD planı olan ve sembolik bir Filistin devletini öngren “İki Devletli Çözüme” çağırdı. 

**FKÖ’yü Bağımsız Olarak Niteledi ve Hamas’ı İse Bağımsız Olmamakla Suçladı**

Hamas'ın Filistinli bir grup olduğunu, ancak Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) bir uzantısı olduğu için kararlarının bağımsız olmadığını, FKÖ’nün ise ‘gelecekteki ulusal karar için kurulduğunu’ belirten Ebu Rudeyne, **“Kim bizimle bu temelde anlaşma yapmak isterse biz buna açığız. Bunu reddeden her kim olursa olsun Filistin, Arap ülkeleri ve uluslararası meşruiyetin dışındadır”** ifadelerini kullanarak tehdit etti.

“İsrail” ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah’a kara saldırısı başlatmasına karşı uyaran Ebu Rudeyne, böyle bir adımın insanları Mısır’ın Sina Yarımadası’na iteceğini, bunun ise Filistinliler için başka bir felaketi doğuracağını ve dengelerin tüm tarafların aleyhine tersine döneceğini söyledi. 





ABD Güdümündeki Abbas Rejimi: “Washington, Bizi Kandırıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman mevkidaşı Steinmeier ile görüştü

Köklü-Değişim,Erdoğan,-“‘İsrail’le-Yoğun-Ticari-İlişkileri-Artık-Ayakta-Tutmuyoruz”.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Beştepe'de görüştü ve ortak basın toplantısı düzenlendi. 

Toplantıda öne çıkan başlık, **"Sık sık ‘İsrail'e karşı sesinizi yükseltiyorsunuz yoğun ticari ilişkileri de ayakta tutuyorsunuz"** sorusu oldu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu soruya şu yanıtı verdi: 

 "Yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Şu anda İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı 45 bini buldu. Gazze'de her taraf yıkılmış durumda. Şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz. Burada çocuk, kadın, yaşlı maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Gazze, Filistin tamamıyla yerle yeksan olmuş”

Hatırlanacağı üzere AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi, geçen hafta yaptığı açıklamada, "Katliamı kınıyoruz ama ‘İsrail’ serbest ticaret anlaşmamızın olduğu bir ülke" diyen Zeybekçi, ‘İsrail'le ticaretin sürmesi gerektiğini savundu. Zeybekçi, **"Hassas çalışma yapılması gerektiğini savunuyoruz. Yasaklı ürünlerden ziyade belki kayda alma şeklinde…6 satıp 1 aldığımız bir ülke… ‘İsrail'de çok önemli bağlantıları olan arkadaşlarımız da var"** diyerek ticareti sürdüren yakın arkadaşlarının menfaatine dikkat çekmişti. 


Erdoğan’ın, Beştepe’deki basın toplantısındaki konuşmasında, "İlişkilerimizi geliştirme konusunda hemfikiriz" dedi ve Almanya-Türkiye ikili ticaret hacmini 60 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini ifade etti. Erdoğan, "Almanya ile savunma sanayiindeki kısıtlamaları gündemden çıkarmalıyız" çağrısında bulundu. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ise görüşmenin son derece yararlı olduğunu belirterek "Dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya'nın bu kadar yoğun dostane ve ailevi ilişkileri yoktur" açıklamasında bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"İlişkilerimizi geliştirme konusunda hemfikiriz. Bugün görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduk. Turizm alanındaki iş birliğimiz de her geçen gün gelişmektedir. 

Her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. Avrupa ile birlikte Almanya'da yükselen İslam düşmanı örgütlere ilişkin endişelerimiz giderek artıyor. PKK FETÖ başta olmak üzere insanlarımızın huzurunu kaçıran terör örgütleri ile mücadeleye de değindik. Terörle mücadele hususunda Alman makamlarından daha fazla destek beklediğimizi ifade ettim. Türkiye-AB ilişkileri de gündemimizde yer aldı. Almanya-Türkiye ikili ticaret hacmini 60 milyar dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Almanya ile savunma sanayiindeki kısıtlamaları gündemden çıkarmalıyız.

**‘İsrail'in Gazze Saldırıları**

Gazze'deki zulümlerin son bulması çağrımızı tekrarladım. ‘İsrail'in saldırıları devam ettiği müddetçe bölgesel küresel barışa yönelik tehditler arıyor. ‘İsrail’-İran arasındaki gerilim bunu en çarpıcı örneğidir. Bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. ‘İsrail’ yönetiminin Gazze'de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor. Netanyahu, sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor."

**Steinmeıer, 76 Yıllık İşgal ve Katliamın Üzerini Örtüp, Hamas’ı Suçladı**

İşgalci “İsrail”e Gazze’de sürdürdüğü soykırımda destek veren Steinmeier, **“7 Ekim saldırısı olmasaydı Ortadoğu'daki bu savaş olmazdı. Filistinliler için siyasi bir perspektif olmalı”** ifadesiyle “İsrail”in 76 yıldır sürdürdüğü katliam ve işgalin görmezden geldi. 

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in öne çıkan açıklamaları şöyle:

"Hemşehrilerinizin konukseverliğini son 3 günde birebir yaşadım. Gaziantep, Ankara'ya davetiniz için teşekkür ederim. Görüşmelerim son derece yararlı oldu. Dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya'nın bu kadar yoğun dostane ve ailevi ilişkileri yoktur.

İnsani ilişkiler bağlarımızı özel kılıyor. İlişkilerimiz çok uzun bir geçmişe dayanıyor. Tarihi bağlarımız son derece güncel. Dün deprem bölgesini ziyaret ettim ve orada yeniden inşa çalışmalarının ne kadar takdire şayan olduğunu ifade ettim. Suriyeli göçmenler de bu depremlerin mağdurları oldular. Onlarla da konuştum. Almanya olarak depremzedeleri desteklemeye devam edeceğiz.

İki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeziz, birbirimize ihtiyacımız var. Ortak çözümler bulmalıyız. **Kıbrıs ve Ukrayna konusu da ele aldık. 7 Ekim saldırısı olmasaydı Ortadoğu'daki bu savaş olmazdı. Filistinliler için siyasi bir perspektif olmalı."**

**Soru-Cevap**

İki lider konuşmalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

**“Faillere Hak Ettikleri Cezayı Verecekler”**

Almanya Cumhurbaşkanı ise **"Alman hükümeti aşırı ırkçılara karşı nasıl bir önlem alacak?"** sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bahsettiğiniz olay beni de sizin kadar üzüyor dedim. Solingen'deki son kundaklama olayı farklı. Solingen'deki saldırının 30. yıl dönümü vesilesiyle konuşma yaptım. Bu kadar etkili etkinlikten sonra benzer olayın tekrarlabileceğini düşünemezdik. Yeni bir saldırı oldu maalesef. Alman güvenlik güçleri bu faillere hak ettikleri cezayı verecekler."



Erdoğan: “‘İsrail’le Yoğun Ticari İlişkileri Artık Ayakta Tutmuyoruz”

Ankara’da ekmek bugünden itibaren zamlı satılacak.

1555923437.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Ankara’da sabah marketlere ekmek almaya giden vatandaşlar zam haberiyle karşılaştı.

![](https://resmim.net/f/P3coJT.jpg)

Ankara Fırıncılar Odası'ndan alınan bilgiye göre 22 Nisan Pazartesi gününden itibaren 1TL’den satılan 200 gr ekmek, %25 zam ile 1,25 TL’den satılmaya başlandı.

Maliyetlerdeki yüklü artışı uzun zamandır fiyatlara yansıtmayan fırıncılar odası, yerel seçimlerin sona ermesi ile birlikte bugünden itibaren ekmeğin zamlı satılmasına karar verdi.

Ankara’da Ekmeğe Zam

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

Ankara’da Ekmeğe Zam

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Rutte, NATO Genel Sekreterliği İçin Erdoğan’dan Destek İsteyecek

Kamuda Tasarruf Halen Devreye Girmedi

Ahmet Bostancı’ya 3 Yıl 9 Ay Hapis Cezası

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

Ankara’da Ekmeğe Zam

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Rutte, NATO Genel Sekreterliği İçin Erdoğan’dan Destek İsteyecek

Kamuda Tasarruf Halen Devreye Girmedi

Ahmet Bostancı’ya 3 Yıl 9 Ay Hapis Cezası

Sosyal Medya