Operasyonel Mekanizma “Kriz Masası” Niçin Kuruldu?
29 Ağustos 2012

Operasyonel Mekanizma “Kriz Masası” Niçin Kuruldu?

Bizler Kriz masalarını, acil müdahale ve koordinasyon merkezlerini deprem ve diğer afetler ile tanıdık. Bir şehir veya bölgede deprem ve benzeri afet gerçekleşirse oradaki her türlü işleyiş (asayiş, güvenlik, insani yardım, hasar tespitleri, kurumlar arası bilgi paylaşımı, iletişim hızlılığı ve acil müdahale vb.) bu merkezden yürütülür. Aslında bu kriz masası merkezleri ani gelişen afet vb. olaylar için kurulur sonra tekrar kaldırılırdı. Son dönemlerde ise Türkiye'de birçok şehirde bu tür kalıcı merkezler oluşturuldu. Çünkü Türkiye deprem ve afet riski en çok olan bir ülke özelliğine sahiptir.

Herhangi bir deprem veya afet için kurulmamış başka bir kriz masasından bahsedeceğiz. Operasyonel Mekanizma dedikleri yeni kriz masası. ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’ın son Türkiye ziyaretinden sonra Türk Dışişleri bakanlığı ile Suriye konusu için birlikte hareket etme kararından sonra böyle bir mekanizmanın kurulması kararlaştırıldı. ABD ve Türkiye ortaklı bu kriz masası ne iş yapar ve niçin kuruldu derseniz biraz sonra bunlara değineceğiz.

Ancak şunu öncelikle ifade etmek isterim: Elhamdülillah ki, kâfir ABD’nin İslam ve Müslümanlar ile mücadelesinde artık kriz masalarını kurduğu günlere şahit oluyoruz. Ümmetin gözünde gücü büyütüldükçe büyütülen bu devletin 20 milyon nüfusa sahip Suriye'de Müslümanların İslami direnişi karşısındaki acziyetine ve aceleciliğine şahit olmaktayız. Lakin üzülüyor ve kahroluyoruz. Çünkü ABD’nin bu aceleciliğini ve çaresizliğini biz Müslümanlar gibi değerlendirip göremeyen Türkiye hükümeti yöneticileri yaşadıkları bu kaostan kurtulmaları için onlara yardım edip kirli planlarında onlara ortak oluyorlar.

Operasyonel Mekanizma Niçin Kuruldu ve ne iş yapacak?

Mekanizmanın kuruluş amacı ve hedefi; Esad rejiminin ardından atılacak adımlar, Suriye’de otorite boşluğundan yararlanarak Türkiye’nin ve bölgenin güvenliğini tehdit edebilecek yapılanmaların önüne geçilmesi ve Suriye’den gelebilecek olası bir kimyasal veya biyolojik tehdidin engellenmesi konusunda eldeki istihbarat bilgilerinin karşılaştırılarak değerlendirilmesi olarak açıklandı. Mekanizmanın kurulma amacı ve hedefi bu işlerle sınırlandırılırken dikkat edilmesi gereken başka bir konu şudur: Bu mekanizma işlevselliği olan bir mekanizma görevini yerine getirecek. Yani iki ülke Dışişleri bakanı veya iki ülke Başbakanının yaptığı bir iki saatlik formalite toplantılara benzemiyor. Aksine pratik işlevselliği olan bir mekanizma hem Suriye'ye dönük hem de Türkiye'ye dönük etkileri olabilecek işlevsellik özelliği taşımaktadır.

İlk toplantısını 23 Ağustos 2012'de Ankara'da gerçekleştiren mekanizmada şu konular konuşuldu: Suriye’de olası menfi senaryolara karşı geliştirilecek politikalar, Suriye’deki karışıklığın Türkiye’ye yönelik etkilerinin bertaraf edilmesi, Esed rejiminden kaçan sığınmacıların durumu ve terörle mücadele… Özellikle toplantıda Esed sonrasına ilişkin olası senaryoların tartışılması bu kiriz masasının uzun süre işlev göreceğini ortaya koymaktadır.

Şimdi bu Mekanizmanın ne iş yapacağına ilişkin değerlendirmeyi yapalım…

Tüm resmi ve gayri resmi kaynaklar Operasyonel mekanizmanın aşağıdaki şu beş hususu ele alıp konuşacağını ve buna yönelik kararlar alıp aktif adımlar atacağını söylüyor. İşte o beş husus şunlar:

1- Tampon Bölge: Suriye’den Türkiye’ye yönelik kitlesel göçün sürekli artarak devam etmesi halinde sınırda tampon bölge oluşturulacak.

2- İnsani yardım: Suriye’de durumun daha da kötüleşmesi halinde, Türkiye’nin Suriye topraklarına geçmeden geçen hafta yaptığı sınırın sıfır noktasındaki insani yardım, sınırın az ötesine geçilerek de sürdürülecek. Bunun için uygun uluslararası hukuk ve siyasi anlayış ortamı yaratılmaya çalışılacak.

3- PKK ve El Kaide: Sınırın Suriye kesiminde, PKK ve El Kaide’nin barınmasını önlemek için ilk adım atılacak.

4- Kimyasal silah: Esed rejiminin kimyasal silah kullanma riskini ortadan kaldıracak askeri de dâhil olmak üzere alınacak değişik önlemler üzerinde çalışmalara başlanacak.

5- İntikamcı anlayışla mücadele: Esed sonrasında değişik etnik ve dini gruplar arasında intikamcı duyguları ortadan kaldırmak için grupların önde gelen liderlerini ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirme çalışmaları yoğunlaştırılacak.

Şimdi bu beş hususu tek tek değerlendirelim:

1 - Tampon Bölge’nin kurulması bugüne dair Suriye halkının maslahatı için yapılacak hayırlı bir girişim asla değildir. Tampon bölgenin kurulması asla göçün durdurularak kontrol edilmesine binaen düşünülmüyor. Eğer Türkiye, Esed’in katliamlara başlamasıyla bir sene önce sınırda bir tampon bölge oluşturmuş olsaydı o zaman halkın maslahatı için bir adım atılacağına dair bir düşüncemiz olabilirdi. Lakin Suriye sınırına Türkiye’nin tampon bölge oluşturması Türk askerinin Suriye'ye müdahale için en iyi mevziye hazırlık yapmış olması demektir. Bu müdahale Beşşar Esed’in gitmesi için bir müdahale değil aksine Esed sonrası oluşacak yeni siyasi yönetime karşı bir müdahale hazırlığıdır. Bu yönetim ise ABD ve Türkiye’nin istemediği Suriye'de İslami bir yönetimdir. İşte tampon bölge Suriye deki rejim değişikliğine karşı hazırlıklı olmayı ifade eden çirkin bir tuzaktan başka bir şey değildir.

2 – Türkiye’nin insani yardım yapmak için sırının ötesine geçme kararı da Tampon bölgeden farklı bir stratejiye binaen değildir. 18 aydır Türkiye hükümet olarak Suriye halkı için insani yardım olarak ne yapmıştır ki? Ayrıca bu yardımların sınırın ötesinde yapılabilmesi için uluslar arası hukuk ve siyasi anlayış ortamının hazırlanması ise Türkiye’nin Suriye'ye müdahalesinde uluslar arası meşruiyet için hazırlık yapmaktır.

3 – Sınırın Suriye kesiminde PKK ve El-Kaide’nin barınmasını önlemek için ilk adımın atılması konusu ise sadece sınırın öteki tarafını değil Türkiye tarafını da ilgilendiriyor sanırım. PKK’nın Suriye'de bir varlığının ve etkinliğinin olmadığını herkes biliyor. Dolayısıyla burada PKK isminin geçmesi asıl mücadele edilecek İslami grup ve kitlelerin isminin kapatılması içindir. Ayrıca Türkiye için hem PKK’nın isminin geçmesi meşru bir gerekçe sayılacaktır. Hem de sadece El-Kaide’nin isminin zikredilmesi kamuoyunun nezdinde terör ve İslami terörizm algısına vurgu yapılacaktır. Bu toplantılar sonrasında ABD, Türkiye hükümetinden El- Kaide adı altında Müslümanlara gözaltı ve tutuklama operasyonları düzenlemesini bile isteyebilecek belki. Yalnız asıl maddenin mücadele merkezi Suriye'de İslami bir Devlet Kurmak için çalışan Hizb-ut Tahrir ile mücadele etmektir.

4 – Esed rejiminin kimyasal silah kullanımının önüne geçilmesi için riski ortadan kaldıracak askeri de dâhil tüm önlemlerin alınması planı, Esed ile ilgili değildir. Çünkü bizler çok iyi biliyoruz ki kâfir ABD eğer Esed’in kimyasal silah kullanmasına muhtaç duruma düşerse Esed’den bunu bile isteyebilir. Dolayısıyla mesele Esed’in kimyasal silah kullanma riskini ortadan kaldırmak ile ilgili değildir. Aksine mesele bu kimyasal silahların Esed güçlerinin elinden çıkıp Müslüman guruplara geçmesi ve Esed rejiminin devrilmesi sonrasında bu kimyasal silahların Suriye'de kurulacak yeni rejimin eline geçme endişesi ile alakalıdır.

5 – İntikamcı anlayışla mücadele konusu ise tamamen ABD’nin Suriye deki grupları ve liderlerini satın alma stratejisi ile alakalı kirli planlarından bir plandır. ABD ve Türk yetkililerin bu grupların liderleri ile görüşme stratejisi yeni bir strateji değildir. ABD Suriye Ulusal Konsey üzerinden uzun süre ilişkiler geliştirmiş, ancak gelinen noktada Suriye Ulusal Konsey ile bir adım yol kat edemeyen ABD bu ilişkisini kopma noktasına taşımıştır. Şimdi ise Suriye içindeki direniş grupları ile Türkiye'ye sığınan general ve komutanlar üzerinden ilişki kurmak ve bu gruplar üzerine nüfuz etmek istemektedir. Tüm bu girişimlerden anladığımız şey koca ABD’nin Suriye'de henüz hiçbir nüfuzunun olmadığıdır.

İşte Operasyonel Mekanizma adı ile oluşturulan kriz masasının iş yükü bunlardır. Suriye halkı Baas rejimini devirmekle yetinmek istemez, bu rejimin tüm kalıntılarını ve uluslar arası destekçilerini Suriye den temizlemek isterken, çaresizlik içerisinde aceleci davranarak hata üstüne hata yapan kafir ABD’yi Türkiye hükümeti Suriye'de yeniden nüfuz sahibi kılmak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

Kahredici olan şey ise Türkiye hükümetinin bu kirli ortaklığını halkının gözüne baka baka hem de “Biz Suriye devriminin ve halkının yanındayız” diyerek yapmasıdır.