Ne Kadar Kötü Hükmediyorsunuz!
11 Şubat 2021

Ne Kadar Kötü Hükmediyorsunuz!

Değişim TV · Sesli Makale : “NE KADAR KÖTÜ HÜKMEDİYORSUNUZ!” - İlyas KÖSEM

“Kemalist medyanın iftirası sonucu Hizb-ut Tahrirli gençlerin evine gece yarısı panzerlerle baskın yapıldı; 5 Müslüman gözaltında…

29 Ocak 2021 günü, İstanbul Üsküdar sahilinde Hilâfet’in ilgasının Hicri 100. Yıldönümü vesilesiyle ‘Hilâfet’i Kurun’ dövizleri ile belgesel çekimi yapan 5 Hizb-ut Tahrirli bu gece yarısı panzerlerle gelen maskeli polislerin ev baskınıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınan kardeşlerimizin isimleri şöyle: Muhammed Emin Yıldırım, Ramazan Gümü ş, Kerim Karahisar, Faruk Özmen ve Mustafa Mert.

Avukat S.Ü. isimli şahsın sosyal medya üzerinden yaptığıÜsküdar'da ‘Hilâfeti kurun’ diyen bir grup! IŞİD İstanbul'da cirit atıyor, bilmem biliyor musunuz? Yoksa tasvip mi ediyorsunuz?paylaşımının ardından; Oda TV, Sözcü, Cumhuriyet gibi İslâm düşmanlığı tescilli yayın organlarının konuyu gündemde tutmaları ve “IŞİD” iftirasını ısrarla haberlerinde işlemeleri sonrası bu gözaltılar gerçekleşti.” [Köklü Değişim Medya]

___

Kendilerini bu ülkenin sahibi zanneden bir grup mankurt Kemalist’in attığı işaret fişeği ile geçtiğimiz hafta -biri 15 yaşında- toplam 5 Hizb-ut Tahrirli genç gece vakti apar topar gözaltına alındı. Suçları -yukardaki haberde de geçtiği üzere-; Hilâfet’in ilgasının 100. Hicri Yılı münasebetiyle belgesel çekimi için açmış oldukları “Hilâfet’i Kurun!” dövizlerini taşımak. Evet, hepsi bu kadar! Düşünebiliyor musunuz, yüzlerce yıl Hilâfet’e payitahtlık yapmış kadim İslâm şehirlerinden İstanbul’da oluyor tüm bunlar. Cebir yok, şiddet yok sadece fikir var, düşünce var. Ama fikre fikirle karşılık vermesi gerekenler, kolluk kuvvetlerini göreve çağırıyorlar. Tıpkı Mekke’de ebedi liderimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabına yaptıkları gibi. O gün yenildiler, bugün de yenilecekler biiznillah, lakin [قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً] “… Allah her şey için bir ölçü koymuştur.”[Talak 3]

Dün Mekke’de fikrin karşısında aciz kalanlar silahlarına sarılmışlardı. Kendilerini hakka davet edenlere karşı sağır kesilmişlerdi. Ne oldu peki? İşin sonunda ellerinde nedamet ve onca cürümden başka bir şey kalmamıştı. Tövbe etmezler ise aynı şeyler bugünkülerin de başına er ya da geç gelecektir. Bugün, kendisine -sözde- “modern çağ”, sakinlerine de “modern insan” denildiği bir zamanda yaşıyoruz. Fikir hürriyetinin bayraklaştırıldığı bir çağ… Eleştirel düşüncenin olabildiğince teşvik edildiği bir çağ… Özgürlüklerin kutsandığı bir çağ… Ama hepsi koca bir yalan, koca bir yanılsama. “Özgürlük” dedikleri şey, kula kulluktan başka bir şey değil. Ve savaş, kula kulluğu “özgürlük” diye yutmayanlara karşı veriliyor. Hilâfet isteyenler; “Biz kendimizi âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim ettik; O’nun bizden istediği bizim için en hayırlı, en uygun şeydir” diyorlar, karşı taraftakiler ise “bizim sizin için istediğimiz en güzeli” diyorlar. Mücadele bundan ibaret. Hilâfet isteyenler “Sizin ‘en güzel’ dediğiniz şey bugün dünyaya egemen ve dünyanın hâli ortada; insanlık kan ağlıyor” diyorlar. Hilâfet’e karşı olanlar ise “Siz yanlış görüyorsunuz; öyle değil de böyle, şöyle değil de bilmem nasıl…” diye insan aklıyla dalga geçer gibi açıklama yapıyorlar.

5 Hizb-ut Tahrirli gencin gözaltına alınmasına sebep olan kişi/ler muhtemelen kendilerini pek münevver gören kimselerdir. Ama dövizi açanların kim olduğunu araştırıp öyle hüküm vermeleri gerekirken, hoşlanmadıkları bir şey olduğundan yine piyasada hoş karşılanmayan bir yapı ile ilişkilendirdiler. Tabii bunların hepsi, dövizi tutanların gerçekten kim olduklarını yani hangi yapının müntesipleri olduğunu bilmiyor olmaları durumunda geçerli olan şeyler. Zaten biliyorlarsa diyeceğimiz şey: alçalmanın bir sınırı yok!

Size sizin seviyenize düşerek karşılık vermeyen Hizb-ut Tahrirli gençlere bu tutumlarından dolayı daha çok öfkelendiğinizi biliyoruz. Dün Mekke’de Müslümanlara zulmedip onları kılıçlarına sarılmaları için tahrik eden müşriklerin, Müslümanlardan fikirlerine olan bağlılık ve sebattan başka bir şey göremeyince ümitsizce elleri boş dönüp gittikleri gibi sizler de evlerinize elleri boş döneceksiniz. Âlemlerin Rabbini hoşnut etmek ve Hilâfet’i kurmak için çalışan, sizin ve fikirlerinizin batıllığını, bozukluğunu, çarpıklığını ve düşüklüğünü aydın bir şekilde ortaya koyan gençlerden başka kimseyi görmeyecekseniz karşınızda. Hadi, geri dönün evinize ümitsizce ya da âlemlerin Rabbine dönüp tövbe edin ve hayırlı bir ümit sahibi olun.

Ne kadar kötü hükmediyorsunuz! Sırf hoşlanmıyorsunuz diye kendi inançlarınızı (özgürlük vb.) dahi kendi ayaklarınız altında çiğniyorsunuz. Yapmanız gereken dinlemektir, anlamaya çalışmaktır. Kabul edersiniz ya da etmezsiniz o sizin bileceğiniz iş… Cebir yok, şiddet yok sadece anlatmak, haykırmak var bizden yana!

Fikriniz varsa buyurun, biz her zaman hazırız, değilse Hizb-ut Tahrir Türkiye’nin bu acip olay sonrası yayınladığı basın açıklamasında dediği gibi:

___

#YargıZulmüneDurDe

#HilafetiKurun