Huzurlu Bir Toplumun İnşasından Hepimiz Sorumluyuz!
22 Ekim 2019

Huzurlu Bir Toplumun İnşasından Hepimiz Sorumluyuz!

Sosyal bir varlık olarak yaratılmış olan insanoğlunun, mutlu ve huzurlu yaşaması için en başta aile olması ve toplumsal bir hayat sürmesinin gerekliliği ilk insandan beri fıtri bir şekilde öğrenilmiş ve yaratıcımız olan Allah Subhanehu ve Teâlâ tarafından gelen vahiy ile fıtrata uygun olan düzen tavsiye edilmiştir.

Elbette farklı güce, kapasiteye ve zekâya sahip bireylerden oluşan, oluşacak olan bu birliktelikte her bireye ayrı ayrı da sorumluluk getirmiştir.

اَلرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَٓاءِ بِمَا فَضَّلَ اللّٰهُ بَعْضَهُمْ عَلٰى بَعْضٍ وَبِمَٓا اَنْفَقُوا مِنْ اَمْوَالِهِمْۜ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّٰهُۜ

“Allah´ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar.”[Nisa 34]

وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَاناًۜ اِمَّا يَبْلُغَنَّ عِنْدَكَ الْكِبَرَ اَحَدُهُمَٓا اَوْ كِلَاهُمَا فَلَا تَقُلْ لَهُمَٓا اُفٍّ وَلَا تَنْهَرْهُمَا وَقُلْ لَهُمَا قَوْلاً كَر۪يماً وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَان۪ي صَغ۪يراًۜ

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: «Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!» diyerek dua et.”[İsra 23-24]

Yine Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.”[Tirmizî]

Ailenin temelini teşkil eden ebeveynlerin sorumluluklarını ihmal etmeleri ailede huzursuzluk ve acılara sebebiyet vermiş, sonuç olarak da çok kez ailenin dağılmasına sebep olmuştur.

Çekirdek aileye kıyasla büyük bir aile olan toplum için de aynı sistem geçerlidir.

Bir hadisi şerifte Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

“Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.”[Buhari]

Maalesef günümüz dünyasında kapitalizmin hâkim olduğu toplumlarda ve de toplumumuzda sorunların asıl kaynağı bu İslâmi sorumluluk bilincinden uzak bireycilik anlayışıdır.

Toplumun gidişatında büyük bir etkiye sahip öncü insanların, rol modeli olan şahısların korku ve endişeleri toplumdaki düzensizliğin giderek artmasıyla sonuçlanmaktadır. Bu örnek ve etkin şahıslar ister siyasi ister ilmî anlamda olsun sorunun kaynağına ve çözümüne yönelik doğru tespitler yapmamaktadırlar.

Eğitimde, sağlıkta, ekonomide, hukukta yaşanan sorunlara köklü çözümler sunmaktan korkan bu şahıslar elbette yaşanan ve yaşanacak olan tüm zulümlere ortak olduklarını da bilmelidirler. Çünkü genel olarak tüm Müslümanlar özel olarak da yetki ve etki sahibi Müslümanlar bu gayri İslâmi gidişatı ıslah ile memurdurlar. Yüce Rabbimiz ümmet-i İslâm’ı bu sorumlulukla vasfetmektedir.

كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِۜ وَلَوْ اٰمَنَ اَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْراً لَهُمْۜ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَاَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ

“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.”[Âl-i İmran 110]

Toplum düzenini bozan bu adaletsiz ve ahlaksız gidişatın düzeltilmesi elbette kolay ve bedelsiz olmayacaktır. Uygulanan laik sistem ve bu anlayışı kutsayan şahısların sorunun asıl kaynağı olduğunu tüm açıklığıyla ve yüksek sesle haykırmadan da asla toplum ıslah olmayacaktır. Lider ve örnek konumunda olan şahısların mevki-makamının elden gitmesi ya da cezalandırılmak korkusuyla sessiz kalmaları onlar için alınlarında büyük bir kara leke olacaktır.

قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُكُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَش۪يرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَجِهَادٍ ف۪ي سَب۪يلِه۪ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪ۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Rasulü’nden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez.”[Tevbe 24]

Tüm Müslümanlarının özlem duyduğu ve istediği huzurlu toplumun inşası için hepimiz ve özellikle yönlendiren liderlerin sorumluklarını hakkıyla ifa etmeleri gerekir.

Ellerindeki tüm imkânlarla toplumun ıslahı için çaba gösteren örnek Müslüman öncülerin ve bu hayırlı yolda sefere çıkan yolcuların artması ümidiyle...