“10 Yıl Sonra Hilâfet Kurulacak!” Desem
05 Mayıs 2022

“10 Yıl Sonra Hilâfet Kurulacak!” Desem

“10 yıl sonra Hilâfet kurulacak!” desem…

Heyecanlanırdınız değil mi?

Şaşırırdınız değil mi?

“Hadi canım şimdi bu da nereden çıktı?” mı derdiniz yoksa?

“Hayal mi?” derdiniz?

Yoksa “On yıl çok uzun bir zaman, birkaç seneye kadar kurulur inşAllah!” mı derdiniz?

Ya da “21. Yüzyıl dünyasında sömürgeci kâfirler böyle bir devlete asla müsaade etmez!” mi derdiniz?

Derdiniz de derdiniz…

O hâlde bu konuda ben de birkaç şey söyleyeyim.

Şu an Müslümanların sömürgeci kafirler tarafından horlandığı, tahkir edildiği, zulme maruz bırakıldığı, yurtlarından sürüldüğü, öldürüldüğü bir dönemden geçiyoruz. Bununla birlikte Allah *Subhanehu ve Teâlâ’*nın davasına gönül vermiş birileri bu kötü gidişata “Dur!” demek ve ümmetin eski izzetli günlerine kavuşması için gecesini gündüzüne katıp canhıraş bir şekilde çalışmaktadır. İşte tam da burada birileri çıkıp “Allah’ın davasına inanmış ve gönül vermiş bu insanlar on yıl sonra bir devlet kuracaklar” dese, bu söze acaba toplumda kaç kişi inanırdı? Kaçımız böylesine iddialı bir söze iltifat ederdi?

Ya da dilerseniz bu söylediklerimi bir de şu açıdan değerlendirin:

İlk İslâm Devleti…

Allah Rasulu SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in peygamberliğinin henüz üçüncü yılı… İslâmi fikirlerin topluma intikal ettirilmesi yani kaynaşma merhalesi. Aynı zamanda Kureyş tarafından Müslümanlara yapılan zulmün de pik yaptığı bir dönem.

Kureyş tarafından horlanan ve tahkir edilen Müslümanlar…

-Tabiri caizse- adam yerine konulmayan bir avuç Müslüman azınlık…

Fakat aynı zamanda kâfirlerin tüm bu zulümleri karşısında eğilmeyen, dimdik duran, davasından ve fikirlerinden zerre miktar taviz vermeyen Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın davasına inanmış ve gönül vermiş olan Müslümanlar…

Sayıları az ama yürekleri kocaman Müslümanlar…

Şimdi düşünün!

Şimdi tahayyül edin, ey Müslümanlar!

Yani tüm şartlar Müslümanların aleyhine iken birileri çıkıp “zulmettiğiniz, yurtlarından çıkardığınız, katlettiğiniz bu adamlar var ya on sene sonra İslâmi bir devlet kuracaklar ve tüm Arap Yarımadası’na hâkim olacaklar” demiş olsaydı, acaba kaç kişi bu söyleme inanırdı?

Büyük bir ihtimalle hemen herkes “hadi canım sende” derdi…

“Böyle bir şey imkânsız” derdi…

“Çölde yaşayan bu insanların on sene sonra bir devleti olacak öyle mi?” derdi; “Hem de Bizans ve Kisra’nın egemen olduğu bir dünyada…”

Kendi aileleri tarafından dahi kabul görmeyen bu insanlar kalkıp bir devlet kuracaklar, öyle mi?

Belki biz de böyle bir söylemi ciddiye almayıp gülüp geçerdik…

Fakat ciddiye almadıkları, alaya aldıkları, tahkir ettikleri, yurtlarından çıkardıkları bu insanlara, çok değil işte on sene sonra Allah Subhanehu ve Teâla bir devlet ikram etti. Önce Arap Yarımadası’nı sonrasında ise birçok beldeyi fethettiler.

Evet, hem de dönemin iki süper devleti olan Bizans ve Kisra’ya rağmen…

Kıl Çadırdan Devlete Giden Yol: Osmanoğulları…

Kıl çadırdan devlete uzanan, dünyaya nizam veren ve üç kıtaya hâkim olan ecdadımız Osmanlı…

Bizans’a meydan okuyan, küffara dünyayı dar eden Osmanoğulları…

Nerede bir mazlum varsa dinine ve ırkına bakmadan yardıma koşan ve zalime had bildiren Osmanlı…

Yine birileri çıkıp “kıl çadırlarda yaşayan bu insanlar var ya bu insanlar, devlet olacak ve Bizans’ı tarihin çöplüğüne gönderecek!” demiş olsaydı tepkimiz ne olurdu?

Ben söyleyeyim mi ne olacağını?

“Ne yani, kıl çadırlarda yaşayan bu bir avuç insan devlet kuracakmış, dünyaya nizam verecekmiş, üç kıtaya hükmedecekmiş, Bizans’ı yerle yeksan edecekmiş öyle mi?” derdik şaşkınlıkla.

Kaçımız böyle bir şeyin olacağına ihtimal verirdik…

Bunu söyleyen kişiyi belki de alaya alırdık…

“Hadi kardeşim git işine bizimle eğlenme!” derdik…

“Sen ve senin gibi söyleyenler hayal görüyorsunuz!” derdik…

Derdik de derdik…

Ey Kardeşlerim!

Evet, bugün de birileri bize böyle söylemiyor mu? Bizi tahkir edip alaya alarak küçümsemiyorlar mı? Bizi “ütopik olmakla” itham etmiyorlar mı? Bizi gerçekçi düşünmemekle suçlamıyorlar mı?

Ne yazık ki vakayı akideden değil de reel politik çerçeveden yorumlayarak “nasıl yani bugün Amerika’sı, Avrupa’sı, Çin’i ve Rusya’sı varken böyle bir devlet nasıl kurulabilir? Sömürgeci kafir devletler nasıl böyle bir şeye müsaade eder?” demiyorlar mı? Dolayısıyla bizlere “Siz hayalcisiniz!” demiyorlar mı? Aynen geçmişte Bizans ve Kisra’ya rağmen böyle bir devletin kurulamayacağını söyleyen insanlar gibi…

Ne garip; dünden bugüne iki tarafın da tavrında değişen çok bir şey yok aslında.

Ancak [اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعٖيداً وَنَرٰيهُ قَرٖيباًؕ] “Doğrusu onlar onu uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görüyoruz.”[1]


[1] Mearic Suresi 6-7