Türkiye S-400’leri Aktive Edecek mi?
08 Nisan 2020

Türkiye S-400’leri Aktive Edecek mi?

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Türkiye nisan ayı itibarı ile S-400 krizinde kritik eşiğe geldi. Türkiye’nin Rus S-400 sistemini bu ay aktif hale getirip getirmeyeceği konusunda nasıl hareket edeceği merak ediliyor.

Koronavirüs salgını tüm dünyada gündemin neredeyse tek konusu haline geldi. Kısa bir süre öncesine kadar manşetlerden düşmeyen S-400 krizi artık gölgede kalmış gibi gözükse de Washington ve Avrupa başkentleri Türkiye’nin bu konuda atacağı adımı çok yakından takip etmeye devam ediyor. Dikkatler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, S-400’lerin aktive edilmesi talimatını verip vermeyeceğine çevrilmiş durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce yaptığı açıklamalarda, Nisan ayı itibariyle sistemin faal hale geleceğini duyurmuş, bir ay kadar önce basında çıkan haberlerde de Ankara Mürted Havaalanı’ndaki S-400’lerle ilgili kurulum, test ve eğitim süreçlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, sistemin Mart sonunda aktive edileceği iddia edilmişti.

Türkiye Vazgeçer mi?

Nisan ayına girilmesine rağmen hükümetten henüz bir açıklama yapılmadı. Diplomasi kulislerinde ise Türkiye’nin bu kararını geciktirebileceği, hatta vazgeçebileceği konuşuluyor.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Türkiye uzmanı Timur Ahmetov ise hükümetin S-400’leri aktive etmekten vazgeçeceğine ihtimal vermediğini söyledi. “Türk makamlarının resmi açıklamalarına güvenmekten yanayım” diyen Ahmetov, kendisinin, S-400’lerin planlandığı gibi aktive edileceğine inandığını söyledi.

ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış Politika Araştırma Enstitüsü'nün Ortadoğu Programı Direktörü Aaron Stein da Türkiye’nin S-400’leri aktive edeceği görüşünde. Stein, yaptığı değerlendirmede, “Türk hükümeti çok açık bir şekilde bu sistemin aktive edileceğini defalarca beyan etti, ben bu beyanların doğruluğundan yola çıkıyorum” dedi.

Silah Ambargosu Uygulanıyor

Türkiye’nin S-400 tercihinin, Türkiye ile Batılı müttefikleri arasındaki ilişkilerde çok ciddi gerilimlere yol açtığını hatırlatan Stein, sistemin önümüzdeki günlerde aktif hale getirilmesi halinde çok daha çetin bir sürece girilebileceğine dikkat çekti. Stein, böyle bir durumda “öngörülemez” olarak nitelendirdiği ABD Başkanı Trump’ın uygulamakta ayak sürdüğü, kısaca CAATSA olarak adlandırılan, Amerika'nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası kaynaklı yaptırımların devreye sokulabileceğini, ayrıca ABD Kongresi’nde de Türkiye’ye yaptırım öngören tasarılarının da bulunduğunu hatırlattı.

“S-400’ler, ilişkileri baltalıyor” diyen Amerikalı uzmana göre Rus yapımı hava savunma sistemi alması nedeniyle Türkiye zaten halihazırda Batılı müttefikleri tarafından izole ediliyor.

Stein, Türkiye’nin bu tercihi nedeniyle F-35 projesinden çıkartılarak milyonlarca dolar kayba uğradığını, süreçte pek çok Avrupa ülkesinin de Türkiye’ye silah ambargosu uyguladığını, ABD Kongresi’nin de geniş kapsamlı savunma ürünleri ihracatını onaylamayarak Türkiye’ye fiilen silah ambargosu uygulamakta olduğuna dikkat çekti.

NATO üyesi Türkiye’nin, ittifakın hasım olarak nitelendirdiği Rusya’dan hava savunma sistemi satın alması ve bunların aktif hale getirilecek olunması, ABD liderliğindeki Batı İttifakı ile Rusya arasındaki güç mücadelesinde kritik bir önemi teşkil ediyor.

Rusya’dan Stratejik Hesap

Rusya için NATO üyesi bir ülkeye 2 milyar 500 milyon dolar karşılığında S-400 satmış olmak hem mali hem de stratejik bir başarı, ayrıca bunun Batı’da yol açtığı bölünmeler, İttifak içinde yarattığı çatlak da büyük bir kazanım olarak görülüyor.

Rus uzman Ahmetov, Moskova’nın diplomatik ve stratejik hamlesini şöyle yorumluyor: “Rusya, Çin ve diğer güçler ile birlikte, ABD’ye rağmen çok kutuplu bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor. Bu nedenle ABD’nin gücünü kırmak için Batı’daki mevcut fay hatlarını derinleştirmeye çalışıyor. Söz konusu fay hatlarının birisi de ABD ve Türkiye arasındaki tartışmadır. Asıl konu Türkiye’nin bağımsızlığını Amerika’ya kabul ettirmek, çok merkezli düzeni dayatmaktır."

Kritik Dönüm Noktası Olabilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400’ler konusunda geri adım atmamakta kararlı olduğunu, “Kimse bizim tükürdüğümüzü yalamamızı beklemesin” sözleriyle dile getirmiş olsa da, Batılı müttefikleri Türkiye’nin S-400’leri aktive etmemesi umudunu koruyor.

Bazı Batılı uzmanlar, Erdoğan’ın S-400 ısrarının Türkiye’nin Batı ittifakından kopuş sürecinin bir sembolü olacağını, domino etkisi yaratarak, sadece savunma alanında değil, siyasi ve ekonomik olarak da ilişkilerde onarılması imkânsız büyük yaralar açılacağını iddia ediyor.

Bu konuda yalnızca ABD değil, Almanya, İngiltere ve Fransa da endişelerini en üst düzeyde Türkiye’ye iletti. 17 Mart’ta, Erdoğan ile videokonferans aracılığıyla görüşen İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angele Merkel, beklentilerini ilettiler. Hatta Merkel, görüşme sonrasında basın toplantısında şu dikkat çekici ifadeleri kullandı: “NATO’yu da konuştuk. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha Türkiye’nin NATO üyeliğini istediğini vurguladı. Biz de buna atfettiğimiz öneme vurgu yaparak, bundan duyduğumuz memnuniyetimizi ifade ettik. Bunun gereği olarak da, siyasi farklılıklarımızı tartışmamız daha zorunlu bir nitelik kazanıyor.”

Ekonomideki Gidişat Kararı Etkiler mi?

Verilen bu mesajların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararını etkileyip etkilemeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek. Bazı araştırmacılara göre, hem İdlib’de yaşanan son gelişmeler hem de Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye, S-400’lerin faal hale getirilmesini geciktirebilir.

Araştırmacılar, “İdlib’de Türk askerlerinin ölümüne yol açan kriz, Rusya’nın düşünüldüğü kadar güvenilir olmadığını ortaya koyarak Türkiye’deki siyasi yöneticilerin Rusya algısında değişime yol açmış olabilir. Ayrıca Koronavirüs salgını Türkiye ekonomisini daha da zora sokacak. S-400’leri aktive ederek, ABD ile süregelen krizin yeniden tırmandırarak, Türkiye’de ekonomiyi daha da zora sokmak çok da makul gelmiyor. Türkiye’nin Korona nedeniyle birçok diğer ülke gibi IMF’den desteğe ihtiyacı olabilir. ABD’nin IMF’deki ağırlığını gözardı etmemek lazım” görüşünü dile getiriyorlar.

ABD’den İdlib İçin S-400 Koşulu

NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan önce videokonferans aracılığıyla düzenlediği basın toplantısında bu konudaki soruları yanıtlayan ABD’nin NATO nezdindeki Büyükelçisi Kay Bailey Hutchison, İdlib konusunda yardım etmek için Türkiye'nin S-400’lerden vazgeçmesini şart koşmuştu.

“Suriye’nin saldırganlığına karşı koymasına destek amacıyla bazı yetkinlikleri Türkiye’ye vermemize mani olan şey Rus savunma sistemi” diyen Hutchison, “Türklerin, Ankara’nın ortasındaki Rus savunma sistemini buradan çıkartmalarını, bu sayede de bize Suriye’deki sivilleri koruyabilmelerine tümüyle yardımcı olabilme özgürlüğünü temin etmelerini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Her Halükarda Parası Ödendi”

Peki, Türkiye S-400’leri aktive etmekten vazgeçerse, Rusya buna nasıl tepki gösterir? Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Türkiye uzmanı Timur Ahmetov bu soruyu şöyle yanıtladı:

“Ankara’nın vazgeçmesinin ikili ilişkilerde çok negatif bir şekilde yansıması olmaz diye düşünüyorum, çok da aşırı bir tepki gösterilmeyecektir. Nihayetinde Türkiye, kararlarını kendi ulusal çıkarlarına göre alan, bağımsız bir ülke ve tepki vermek bu egemenliğe karşı çıkmak anlamına gelecektir. Her halükarda silah sistemlerinin parası ödendi…”

Çavuşoğlu ‘S-400’ler 2020 Başında Aktif Hale Getirilecek’ Demişti

ABD’nin NATO sistemleriyle uyumsuz olduğu gerekçesiyle alımına karşı çıktığı S-400’lerin aktif hale getirilip getirilmeyeceği tartışma konusu olurken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada, “Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sisteminin 2020 yılının ilk aylarında aktif hale getirileceğini” belirtmişti.