Putin’den Hizb-ut Tahrir’e İftira
14 Ocak 2020

Putin’den Hizb-ut Tahrir’e İftira

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi

Köklü Değişim Medya

Terörle mücadele adı altında Müslümanları katleden, işkenceler uygulayan ve türlü yalanlarla masumları cezaevine dolduran diktatör Putin, Hizb-ut Tahrirli gençlere de iftiralarla zulmediyor. İşgal ettiği Çeçenistan ve Kırım'da zorbalıkla Müslümanları sindirmeye çalışan Rusya Federasyonu'nun, keyfi tutuklamalar, baskınlar gerçekleştirdiği ve kurulan mahkemelerin masum Müslümanlara ağır hapis cezaları verdiği daha önce basına yansımıştı.

10 Aralık 2019’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, uluslararası İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir hakkında ilk kez kamuoyu önünde bir açıklama yaptı.

“Cebir ve Şiddete Karıştığına Dair Hiçbir Kanıt Yok”

İnsan Hakları Konseyi toplantısında konuşan Putin, “Hizb-ut Tahrir üyelerinin 25 yıla varan hapis cezalarına çarptırıldığını ve Hizb-ut Tahrir’in terörist saldırılara karıştığına dair hiçbir kanıt bulunmadığını” söyleyen ünlü avukat Yuri Kostanov’a yanıt olarak, “Bu organizasyon, 1953’te Kudüs’te, Şeriat Mahkemesi kadısı tarafından kuruldu. Kendi temel kaynak kitaplarında esas amacının dünyada Hilafet Devletini ikame etmek ve dünya ülkelerine kendi fikirlerini yaymak olduğunu söyler. Bunların arasında Rusya Federasyonu da var. Bu organizasyon birçok ülkede yasal olarak faaliyet gösteriyor.” dedi.

Buna ek olarak Putin, güvenlik servisinin hazırladığı ve Hizb-ut Tahrir’i terör örgütü olarak tanımlayan argümanları açıkladı. Örneğin Putin, dünyada Hizb-ut Tahrir’i terör örgütü olarak kabul eden tek ülkenin Rusya olduğu çok iyi bilinmesine rağmen Almanya’da ve Şanghay İşbirliği Örgütü (SCO) ülkelerinde örgütün terör örgütü olarak kabul edildiğini iddia etti.

Devamla Putin şunları söyledi: “Bu örgüt kendi üyelerine başka dinlerle diyalog kurmayı yasaklar ve insanların özeline, aile hayatlarına da müdahale etmeye çalışır. Maalesef fikirlerinin tanıtımı konusunda ciddi problemler yaşıyorlar. Örneğin kan naklini yasak görüyorlar. Hayatlarını kurtarmak için kan nakline ihtiyaç duyulan çocuklara kan nakli yapılmasını yasaklıyorlar. Geçtiğimiz yıl Rusya Federasyonu’nun Kabardino-Balkarya bölgesinde trajik bir olay yaşandı. Bir çocuk öldü. Bu kilise (Hizb-ut Tahrir) taraftarlarına yardım yaptı. Tabiri caizse bu eylem, zorla çocukların hayatını kurtardı.” Putin, dinleyicileri şaşırtmak için yaptığı duygusal yüklü konuşması ile sözlerini sonlandırdı: “Bir kez daha söylüyorum; Bu karar, Rusya Federasyonu Yargıtay’ı tarafından verilmiş bir karardır ve Rusya’da yürürlükte olan yasa ile tamamen uyumludur. Bu nedenle uygulanması elzemdir.”

Putin’in İfitiralarına Hizb-ut Tahrir’den Açıklama

Putin’in açıklamasını iftira olarak nitelendiren Hizb-ut Tahrir, açıklamasında gerçekleştirdiği zulmü yalanlarla beslediğini ve kamuoyunu bu şekilde kandırdığını ifade eden bir açıklama yayımladı.

Açıklama şöyle:

Hizb-ut Tahrir olarak biz, Müslüman ülkelerdeki zorbaların ve küfür ülkelerindeki liderlerin hoşnutluklarını umursamıyoruz. Unutulmamalıdır ki bunların hiçbiri Hizb-ut Tahrir’i sözde “terörizm” ile suçlayamaz. Çünkü partimizin Rusya’da iktidar mücadelesi gütmediği çok iyi biliniyor. Bu yalanıyla Putin, Rusya’nın Hizbi terör örgütü olarak tanıyan Almanya ve Şanghay İşbirliği Örgütü ülkelerini takip ettiğini ileri sürdü. Bununla Putin, Hizb-ut Tahrir’i karalamak yerine sadece kendini aşağılıyor.

Rusya’da bariz adaletsizliklerin ve Hizb-ut Tahrir üyelerine verilen insanlık dışı cezaların, zirve yaptığını belirtmek isteriz. Güvenlik birimleri, bu sorunun İnsan Hakları Konseyi toplantısında gündeme geleceği varsayımıyla Putin’i böyle bir yanlış yanıt için bilgilendirdiler. Yanıt, tamamen yalan ve iftiralardan oluşuyor. Putin, partimizi bir kiliseye benzetti ve partinin kan naklini yasakladığını söyledi. Görünüşe göre Hizb-ut Tahrir ile Yehova Şahitleri Kilisesini birbirine karıştırdı. Bu, Federal Güvenlik Servisi’nin (FSB) kasıtlı yanlış bilgilendirmesi de olabilir, Putin’in yanlışlıkla hatası da olabilir. Her neyse FSB ve Putin’in Hizbi sözde “terörizm” ile suçlayacak hiçbir kanıtı yoktur.

Rusya’da kim iktidarda olursa olsun devlet içinde ve dışında İslam karşıtı politika süreklilik arz eder. Bugün istihbarat servisleri, ülkenin egemen güçleridir. Buna göre onlar, İslam’a ve dönüşüne karşı mücadelenin ana kışkırtıcılarıdır. Ayrıca terörle mücadele kisvesi altında İslam karşıtı politika izleyen istihbarat servislerinin pozisyonlarını güçlendirmesi ve ülke bütçesine erişim izni elde etmeleri dikkat çekici. Yani sadece İslam’dan nefret etmiyorlar, aynı zamanda güce de susamışlar ve açgözlüler.

Rusya, İslam’dan korkuyor, çünkü yüzyıllardır işgal savaşları yürütüyor ve birçok İslami topraklarını istila etti. Şimdiyse bunları korumanın derdinde. Dün Rusya, Hıristiyanlaştırma, zulüm, İslam’a inananları öldürme, sürgün etme politikası izlerken, bugün sahte bahaneler ve uydurma suçlamalarla Müslümanları özgürlüklerinden ediyor. Rus yetkililer, Rusya’da 20 milyon Müslümandan endişe duyuyor. Bu insanlardan kaderlerini, azametli kültürlerini unutmalarını, “Rus Çarına” entegre olmalarını ve sadakatle hizmette bulunmalarını istiyorlar. Bu nedenle Putin’in bu açıklaması ve Hizb-ut Tahrir’e karşı yürüttüğü acımasız mücadelesi, Rus devletinin İslam’a karşı yüzyıllardır sürdürdüğü barbarca savaşın sadece bir devamıdır. Bugün Kremlin, ülkede İslam’ı yasal olarak yasaklayamaz, bu nedenle Hizb-ut Tahrir de dâhil olmak üzere terör tehdidi hakkında yalan söylüyor. Çünkü partimizin üyelerini Müslüman halkların köklü ideolojilerine –İslam- dönüşte tehdit unsuru olarak görüyor.

Rusya’nın ne baskıları, ne yalanları, ne kurnazlıkları ne de tuzakları, İslam’ın nurunu söndüremeyecek! Sibirya’da, Volga bölgesinde, Ural Dağlarında, Kafkasya’da Müslümanlara işkence ediyor. Suriye ve Libya’da Müslümanları öldürüyor, tıpkı öncüllerinin Çeçenistan ve Afganistan’da Müslümanları öldürdüğü gibi!

Allah Subhânehu ve Teâlâ, belli bir süreliğine zulüm yapmalarına müsaade ediyor, sonra Müslümanlara karşı işledikleri suçlardan pişman olacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ her şeyi yerli yerine koyandır. “

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

ولاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَار

“Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma; gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları ertelemektedir.” [İbrahim 42]

HizbutTahrir

Merkezî Medya Ofisi

http://www.hizb-ut-tahrir.info/…/merkezi-medya-o…/13221.html