Kimyasal Esed’in Han Şeyhun Katliamı
05 Nisan 2020

Kimyasal Esed’in Han Şeyhun Katliamı

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Suriye'de üç yıl önce Esed rejiminin kimyasal silahla Han Şeyhun'da yaptığı katliamda 100’den fazla sivil vahşice katledildi. Dünya kimyasal silahla yapılan vahşi katliama cılız bir tepki gösterirken, konvansiyonel silahlarla katledilen bir milyondan fazla Müslümana ise kör ve sağır. Bugün katil Esed rejimini, Astana ve Cenevre görüşmelerinde meşru yönetim olarak tanıyanlar masumların kanı üzerinde tepinip, ihanetlerine devam ediyor.

Suriye'de üç yıl önce katil Esed rejiminin 4 Nisan 2017'de ilçeye kimyasal silahla düzenlediği saldırıda 100'den fazla sivil vahşice katledilmişti.

Kimyasal saldırının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen halen dünya ve İslam beldeleri sürdürülen katliamları izliyor ve katil Esed rejimini meşru yönetim olarak tanıyor, görüşüyor ve Müslümanlara ihanet ediyor.

Kimyasal silahlarla katliamı yasaklayanlar, konvansiyonel silahlarla katliamı serbest bıraktılar. Esed rejimine verilen uluslararası ruhsat ile Müslümanların kanı akıtılmaya devam ediyor.

Esed rejimi 4 Nisan 2017'de İdlib'in güney kırsalında yer alan Han Şeyhun ilçesine sabah erken saatlerde sarin gazı saldırısı düzenlemişti. Saldırı sonucu 100'den fazla sivil ölmüş, 500'den fazla sivil yaralanmıştı.

Han Şeyhun, Rusya ve Türkiye’nin imzaladığı "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi"nde yer almasına rağmen, rejimin saldırıları sonunda işgal edildi. Katliamdan sonra birçok sivil, ilçeyi terk ederek nispeten güvenli gördükleri yerlere sığınmıştı.

Rusya ve Türkiye arasında imzalanan her mutabakat sonunda biraz daha toprak kaybeden muhalefet, İdlib’de sıkışmış ve tepkisiz son vurulacak darbeyi bekliyor. Astana görüşmelerinden alınan kararlarla ikiye bölünen muhalefetin Türkiye sınırındaki kolu SMO (Suriye Milli Ordusu) ise icad edilen operasyonlarda oyalanarak İdlib’deki Esed rejimi işgalini izleyip, ABD’nin himayesindeki Cenevre’de vurulacak son darbeyi bekliyor. Astana ve Cenevre masalarında kimyasal Esed rejiminin yetkilileri ile müzakere yürütenler, temsil ettikleri Suriye halkına ihanet etmeye devam ediyor.