Kamplarda Çocuklar Donarak Ölüyor!
14 Şubat 2020

Kamplarda Çocuklar Donarak Ölüyor!

Ajanslar - Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Suriye'nin kuzeyindeki bir kampta soğuk hava nedeniyle iki ay içerisinde 29 çocuğun öldüğü açıklanırken, hayatını kaybedenler arasında bebeklerin olduğu da bildirildi.

Suriye'nin kuzeydoğusunda etkili olan soğuk hava koşulları, kamplarda yaşam mücadelesi veren çocukları olumsuz etkiliyor. Çocukların aşırı ısı kaybı sonucu oluşan hipotermi nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün Suriye Temsilcisi olan Elizabeth Hoff, "El-Hol kampındaki durum içler acısı. Aileleri güvenli bir yer ararken çocuklar hipotermi sonucu ölüyor" sözleriyle bölgedeki son durumu anlattı.

Rusya ve Esed rejim güçlerinin saldırıları altında İdlib'den yoğun göç devam ediyor.

Mülteci Kamplarında Bebekler Donarak Ölüyor!

Suriye'nin kuzeyindeki mülteci kamplarında sert kış koşulları sebebiyle mültecilerin zorluk yaşadığı, hayatını kaybeden bebekler olduğu ifade ediliyor.

Yerel kaynakların aktardığı bilgilere göre, Suriye'nin kuzey kesiminde Türkiye sınır hattında kış koşulları şiddetli geçiyor. Özellikle bölgedeki mülteci kamplarında siviller zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Bu kamplardan büyük bir kısmı da Atme'de bulunuyor. Bölge kaynakları, Atme'deki bir mülteci kampında Ahmed Abdulvahhab isimli bir bebeğin soğuktan donarak hayatını kaybettiğini ifade ediyor.

Geçmişte Han Şeyhun'da yaşayan ailenin, Rusya ve Esed rejiminin son saldırıları sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.

İdlib’de Su ve Çamur Altında Çaresiz Bekleyiş Sürüyor

Rusya ve Esed rejiminin saldırılarından kaçan yüz binlerce kişinin sığındığı çadır kamplarda zor şartlar altında yaşamını sürdüren siviller, ağırlaşan kış koşullarında hayata tutunmaya çalışıyor.

Saldırılardan kaçarak Türkiye sınırına yakın Sarmada ilçesindeki Sarot çadır kampına sığınan siviller, zor şartlarda yaşamlarını sürdürüyor. Bölgedeki sığınmacı kampları, devam eden sağanaklar nedeniyle su altında kaldı.

Sarot kampı müdürü Heric Casim, yaptığı açıklamada, kampta bulunan 117 çadırdan sadece bir tanesinde soba olduğunu söyledi.

Kampta Rusya ve Esed rejiminin hava saldırılarından kaçarak evlerini terk edenlerin barındığını belirten Casim, “Burada 117 aile yaşamakta. Herhangi bir yağmurda sular altında kalırız. 117 çadırın 25’i brandasız. İlk yağmurda su sızdırmaya başladı. Benzin ve mazotun fiyatları o kadar pahalı ki yaklaşılmıyor. Satın alamıyoruz. Sobaları çalıştırmak için naylon bile alamıyoruz. İnsanlar battaniyelerle ısınıyor. Buradaki soğuğu battaniyeler bile kesmez. İnsanlarda ekmek alacak para bulamazsınız.” diye konuştu.

Casim, “Kampın şu an ve acil olarak branda, ısınmak için yakıt en önemlisi gıda kolisine ihtiyacı var.” dedi.

Rusya ve Esed rejiminin saldırılarından kaçarak Sarmada ilçesindeki Sarut çadır kampına sığınan 70 yaşındaki Halidiye Casim, yaşadıkları mağduriyeti anlattı.

Casim, “Çadırımız, sular altında kaldı. Durum çok kötü. Hayırlı, namuslu ve iyi insanlardan bize yardım etmelerini istiyoruz.” dedi.

Su birikintilerine çakıl taşı serpilmesi gerektiğini belirten Casim, hasta eşiyle battaniyeye sarılarak gece geçirdiklerini söyledi. Casim, “Isıtacak bir şey yok. Sobamız yok. Yakacak bir şey de yok. Her şey lazım. Çocuklar ve anneler, her gün hastanelerde.” ifadelerini kullanan Casim, soğuk nedeniyle hastalanan eşi için çadır çadır gezip ilaç aradığını kaydetti.

Kamp sakini 65 yaşında Ayşe Casim de çektiği sıkıntılarını şöyle dile getirdi:

“Hava yağmurlu ve soğuk. Çadırları sular bastı. İki çadırı sular yıktı. İnsanların yardımı ile ancak kurtardık. Yanımızda çok çocuk var. Soğuk sızlatıyor.” dedi.

Saldırılarda altı akrabasının hayatını kaybettiğini belirten Casim, “Güneş doğana kadar üşüyoruz. Üşüyoruz ve açız. Şu an her şey pahalı. Bugün bir poşet ekmek 250 Suriye lirası ( 2 Türk lirası). Bulgur ve pilavı 6 aydır görmedik. Biz köyümüzde fakirdik ama burada durum daha kötüleşti. Bize yardım edilmezse burada ölürüz. Çocuklar gün boyu oynuyor, acıkıyor. Onlara sürekli yemek lazım. Ama yok. Her yeri su basıyor. Çok dardayız.” diye konuştu.

“Kumanyaya İhtiyaç Var”

Rejim ve Rusya’nın Serakib ilçesine düzenlediği saldırılardan 17 aile üyesiyle kaçan Semira Um Mahmut da, “Hayat çok zor. Varil bombası evimizi yerle bir etti.” dedi.

Anayoldan kampa çıkan yollara çakıl taşı dökülmesini istediklerini vurgulayan Um Mahmut, kumanyaya da ihtiyaçlarını olduğunu belirtti.

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse savaşın başından bu yana muhalif grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib’in merkezi, Mart 2015’te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.

Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017’deki Astana toplantısında, İdlib ve çevresini “Gerginliği Azaltma Bölgesi” ilan etti.

Rusya ve Esed güçlerinin ateşkesi sık sık ihlal etmesi üzerine Türkiye ve Rusya, ek mutabakata vardı. Ancak ihlaller, saldırılar hiç kesilmedi, kadın çocuk demeden katliam üstüne katliam yapıldı. Türkiye ise bu katliamlara cılız kınama açıklamalarından öteye geçmeyen bir tutum sergiledi. Hatta birçok saldırıya sessiz kaldı.

17 Eylül 2018’de imzalanan mutabakattan bu yana, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde Rusya ve rejimin saldırılarında çocuklarında aralarında bulunduğu bin 500’den fazla sivil öldü.

Rusya’nın başını çektiği saldırıların yoğun olduğu alanlardan, nispeten sakin yerlere ve özellikle Türkiye sınırı yakınına göç edenlerin sayısı ise 2019 içerisinde “bir milyonu” aştı.