Önal: “Türkiye ABD’yle Ortak Çalışmalar Yapıyor”
09 Şubat 2019

Önal: “Türkiye ABD’yle Ortak Çalışmalar Yapıyor”

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Washington’da Türkiye-ABD Çalışma Grubu ve IŞİD’le Mücadele Koalisyonu Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından düzenlenen iki ayrı panelde, Türk-Amerikan ilişkileri değerlendirildi.

Türkiye-ABD Çalışma Grubu Eşbaşkanı Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, ABD'nin Suriye’den çekilmesinin ardından oluşacak boşluğun terör örgütlerince doldurulmaması için Türkiye'nin ABD’yle ortak çalışmalar yaptığını söyledi.

Amerika’nın IŞİD’le mücadelede YPG’yle işbirliğini eleştiren Önal, Menbiç yol haritasının bu işbirliğinin sona erdirilmesi açısından bir model oluşturacağını belirtti.

Menbiç yol haritasının tamamlanmasında gecikmeler yaşansa da, sürecin hızlandığını ve bu kapsamda güvenlik ve yönetim birimlerinin tespit edilmeye başladığını kaydeden Önal, Suriye’de istikrarın sağlanması için uluslararası topluma büyük görev düştüğü değerlendirmesinde bulundu.

ABD’nin Menbiç Yol Haritasında “Türkiye'yle İşbirliği”

SETA Genel Koordinatörü Profesör Doktor Burhanettin Duran da, sahada yaşananların Türkiye’yle ABD arasındaki stratejik müttefiklik anlayışına ters düştüğünü ve iki ülkenin bölgede beraber çalışabileceği ortak zeminler bulması gerektiğini söyledi.

YPG'yi Türkiye için "hayati" bir tehdit olarak niteleyen Duran, “ABD tarafında kaotik bir hava var. Başkan Trump çok net bir karar aldı ve Türkiye’yle çalışma isteği içerisinde. Fakat bu genel stratejik kararın altta formüle edilmesi ve Türkiye’ye bir planla gelinmesi gerekiyor. Bu konuda bir gecikme olduğu bir kafa dağınıklığı ve kurumlararası bir anlaşmazlık olduğunu görüyorum henüz ortaya bir plan gelmiş değil. Ve bundan da önemlisi YPG’nin korunmasıyla ilgili fazlaca bir hassasiyet var. Bir tür sanki Trump karşıtlarının da birleştiği, Türkiye’ye karşı sunmaya başladığı bir meseleye dönüştü ama YPG konusunda biz nereden nereye geldik konusu çok hızlıca atlanıyor, YPG’nın PKK’nın kolu olması itibariyle, bir terör örgütü olduğu çok hızlı bir şekilde geçiliyor. Ve DEAŞ’la savaşta sadece YPG’nin tercih edilmiş olmasının Amerika gibi bir süper gücün sanki yapabileceği tek seçenek olduğu fikri de çok hoş bir fikir değil. Dolayısıyla meselede beraber çalışmaya devam ederek, Münbiç’in öncelikle söz verildiği gibi Türkiye’ye terkedilmesi ya da YPG’den temizlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu aradaki güven ilişkisini tamir edecek bir şeydir ve geleceğe yönelik de olumlu bir adım olacaktır. Amerika Suriye’yi terk ediyor olabilir ama Suriye’nin geleceğinin belirlenmesinde Amerika tümüyle dışarıda olmayacak. Dolayısıyla burada Türkiye’yle beraber çalışmaya da ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Bu bir fırsat. Amerikalı yetkililerin bunu kaçırmayacağını düşünüyorum” dedi.

Duran, ortak görev gücüyle ilgili çekincelerini de; “Ortak görev gücü eğer somut çıktılar verecekse, başta Münbiç’te verilen sözler önümüzdeki birkaç hafta içinde gerçekleşecekse çok olumlu bir katkı sağlar. Hayır Haziran 2018’de anlaşıldığı üzere ortaya konulan Münbiç yol haritasını biraz daha uzatmak için bir bahane olarak kullanılacaksa bu aradaki güven sorununu daha da büyütücü ve kamuoyunda daha negatif duygular oluşturacaktır” sözleriyle ifade etti.

S-400 Hava Savunma Sistemi

ABD-Türkiye Savunma ve Stratejik Ortaklık" başlıklı paneldeyse Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi, ABD’nin, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasına karşı çıkmasının nedeninin politik kaygılar olduğunu savundu.

S-400 hava savunma sisteminin F-35 savaş uçaklarına ait yazılımsal bilgileri ele geçireceği yönündeki iddialara katılmayan Tüfekçi, Türkiye’nin söz konusu sistemleri, kendi yazılımını yükleyerek kullanacağını belirtti: “Türkiye hava sahasını savunmak için bir hava savunma sistemine ihtiyacı var. Bu anlamda ihtiyacını karşılamak üzere 10 yılı aşkın süredir değişik ülkelerle yapılan tartışmalar var. Bunlar arasında şu anda geldiğimiz nokta herkesin katkısıyla gelinen bir nokta. Yani Türkiye sadece ‘kendi başına, ben kimseyi dinlemiyorum ve bunu yapacağım’ pozisyonunda değil. Türkiye hem Amerika’yla hem Rusya’yla hem NATO ve diğer ülkelerle de ki bizim Avrupa’da hava savunma sistemlerinde işbirliğimiz var, Türkiye’nin barış için, kendini savunmak için, elde etmek istediği bir kabiliyet, milli olarak da biz bu sistemleri geliştiriyoruz zaten, ama daha kısa vadede bu kabiliyetin elimizde olması ve şu anda yaşanan kaos ortamında Türkiye’ye karşı olabilecek bir tehdidi savuşturmak üzere Türkiye de bunu almak zorunda” diye konuşan Tüfekçi, “Amerika’nın kaygıları teknik anlamda çok yere basmıyor” dedi.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş da, bölge ülkelerinin elindeki füzelerin menzillerinin Türkiye'yi kapsadığını hatırlattı ve “Türkiye kendi güvenliği için S-400 sistemlerini temin etmek zorunda’ dedi.

Heritage Vakfı Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey ise, iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin, Türk Amerikan ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunacağına olan inancını dile getirdi. Coffey, bu noktada Kongre’ye büyük görev düştüğünü söyledi.