Köklü Değişim Medya

İnsanlık dışı muamelelerle daha önce de gündeme gelen Lübnan, bu kez Suriyeli Müslümanlara yaptıkları derme çatma sığınakları kendi elleriyle yıktırdı.

انهيار إنساني وأخلاقي..
الحكومة اللبنانية تجبر لاجئة سورية على هدم خيمتها بيدها.. وقامت بتشريد هذه المرأة المسكينة مع أطفالها في العراء

— نحو الحرية (@hureyaksa) 13 Temmuz 2019

Lübnan hükümeti, Suriye sınırında kurulmuş Arsal kampına sığınmış Suriyeli Müslümanlara vahşice muamele etmeye devam ediyor. İnsanları bezdirerek Suriye’ye, cellatları Esed’e dönmeye zorlamak için sığınaklarını tek tek yıktıran Lübnan hükümetinin bu çirkin zulmü kameralara yansıdı.

Çölde kurulan mülteci kampında çoğu zaman aç, susuz yaşam savaşı veren Suriyeli Müslümanlar, daha önce de Lübnan’da işkence ve katliamlara maruz kalmıştı.

Çoğunluğunu çocuklar ve kadınların oluşturduğu sığınmacıların kötü yaşam koşulları ajansların objektifine yansımıştı.

Kamplarda inşa edilen evler ve sığınakların bir kısmı Lübnan hükümeti tarafından zorla yıkılırken Suriyeli mülteciler ise yıkılan evlerinin enkazları arasında hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. Lübnan Yüksek Savunma Konseyi, alınan karar doğrultusunda bölgedeki sığınmacıların sonradan inşa ettiği evlerin yıkılması kararının uygulanması yönünde ikinci ültimatomu 1 Temmuz'da verdi.

Suriyeli mülteciler, bu karar kapsamında tahta ve plastik dışındaki maddelerden yapılan yerleşimleri yıkmak zorunda bırakıldı.

Mülteciler, bazı evlerin hiçbir uyarıda bulunmadan ve eşyalarını almalarına müsade edilmeden yıkıldığını ifade ediyor.

Arsal'de 35 bin Lübnanlının yanı sıra yaklaşık 65 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Bu sığınmacılar oldukça zor koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor.

Bölgede geçtiğimiz kış soğuktan ölümler yaşanmıştı. Yerel kaynaklar bölgedeki Suriyeli mültecilerin temel gıda maddelerine dahi erişiminin olmadığını belirtiyor.

Bölgeye ulaşan gazetecilere konuşan genç bir Suriyeli mülteci anne şu ifadeleri kullanıyor: "Sinirlerimiz bozulmuş durumda. Ailemi barındırabileceğim bir çatımın olmadığına hala inanamıyorum. Canımızı çok fazla yakıyorlar."