Kapitalizm Sorun Olmaya Devam Ediyor: “Mülteci Krizinde Acı Tablo”
02 Kasım 2018

Kapitalizm Sorun Olmaya Devam Ediyor: “Mülteci Krizinde Acı Tablo”

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

Mülteci krizinin küresel faturasını gözler önüne seren bir araştırma yayınlandı. Buna göre dünyada 2014'ten bu yana 56 bin 800 sığınmacı öldüğü ya da kaybolduğu belirlenirken, bu araştırmanın acı bilançonun gerçek rakamlarını da ortaya koymaktan çok uzak olduğu ifade edildi.

AP’nin araştırmasında, dünya çapında yaşamını yitiren ve kaybolan sığınmacı sayısının tahmin edilenden çok daha fazla olduğu belirtildi.

Uluslararası örgütler, adli tıp kayıtları, kayıp ilanları ve ölüm haberleri gibi çok sayıda veriyi bir araya getirerek hazırlanan çalışmada, 2014'ten bu yana en az 56 bin 800 sığınmacının öldüğü ya da kaybolduğu bilgilerine ulaşıldı.

Bu rakam, Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'nün Ekim ayında yayınladığı rapordaki verilerin en az iki katı. BM verileri, dört yıl içinde 28 bin 500 kişinin kaybolduğunu ya da öldüğünü gösteriyor.

Araştırmada ortaya çıkan bilançonun gerçek resmi ortaya koymaktan çok uzak olduğuna dikkat çekiliyor. Yeni bir hayat umuduyla yola çıkan sığınmacılardan bazılarının cesetlerinin denizin dibinde ya da çölde kumların altında yok olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, yasadışı yollarla başka ülkelere gitmeye çalıştığı için ailelerin haber alamadığı yakınları için kayıp başvurusu yapmadığı belirtiliyor.

"Hükümetler Sığınmacıların Akıbetini Araştırmıyor"

Sığınmacılarla ilgili araştırmalara yeterince bütçe ayırılmaması da tablonun ne kadar ağır olduğunu ortaya koymayı zorlaştıran bir etken olarak öne çıkıyor. Örnek olarak, 2015 yılında İtalya açıklarında 800 kişinin öldüğü sığınmacı faciası gösteriliyor. İtalya'nın bu facianın araştırılması ve ölenlerin teşhis edilmesi için söz verdiği ancak ülkede yönetimi devralan popülist hükümetin bu çalışmalara ayrılan bütçeyi kestiği vurgulanıyor.

Dünyanın birçok noktasında siyasi ve sosyolojik bir soruna dönüşen göç meselesinin hükümetler tarafından hafife alındığı da vurgulanıyor. Cenevre merkezli Mixed Migration Centre'den (Karışık Göç Merkezi) Bram Frouws, "Göç yönetimi konusuna nereden bakarsanız bakın, insanlar hareket halinde olmaya devam edecekler. Mülteci ya da iş için göçenler, hepsi insan" diyor.

“Kapitalizm Sorun Olmaya Devam Ediyor”

Avrupa'daki sığınmacı trajedisinin göç konusunda en görünür kriz olduğuna dikkat çekilirken, dünyanın başka noktalarında da başka tehditler olduğu aktarılıyor. 2014'ten bu yana, Meksika'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmek isteyen 3 bin 861 kişinin öldüğü ya da kaybolduğu belirtiliyor. Orta Amerika ülkelerinden ABD'ye başlayan yeni bir göç dalgası karşısında ise Washington yönetiminin sert önlem hazırlığı içerisinde olduğu hatırlatılıyor.

Araştırmada, Güney Afrika ve Venezuela gibi göçün en fazla yaşandığı noktalardaysa krizin boyutu hakkında çok az şey bilindiğine dikkat çekiliyor. Venezuela'daki ekonomik kriz nedeniyle 2 milyondan fazla kişinin evlerini terk ettiği tahmin ediliyor. Afrika kıtası içerisinde ise 18 bin 400 kişinin göç sonucu hayatını kaybettiği vurgulanıyor.

Asya'nın ise en çok göç veren kıtalardan biri olmasına rağmen göç konusunda sağlıklı verilere ulaşmanın mümkün olmadığı vurgulanıyor. AP'nin verileri, Asya ve Ortadoğu'dan göç eden 8 bin 200 kişinin öldüğü ya da kaybolduğunu gösteriyor.

Ortaya çıkan tablo, Sömürgeci Kapitalizmin hüküm sürdüğü dünyada insanlar zor yaşam şartlarına ve açlığa karşı yeni bir yaşam umuduyla, ya da işgal edilen topraklarında canını kurtarmak amacıyla göç ediyor. Ne yazık ki bu göç, yüzbinlerce insanın hayatına mal oluyor.