Çin Zulmünü, Türk Gazetecilerle Aklama Projesi
18 Ocak 2019

Çin Zulmünü, Türk Gazetecilerle Aklama Projesi

Euronews

Köklü Değişim Medya

Tüm dünyaya kapılarını kapatıp, 6 ülkeden seçilen gazetecilere açan zalim Çin yönetimi, yaklaşık 70 yıldır baskı, işkence ve türlü zulümlerle hakimiyeti altında tuttuğu Doğu Türkistan’daki insanlık dışı muamelelerini aklamak için yeni bir projeyi hayata geçirdi.

Çin yönetimi, Türkiye, Mısır, Afganistan, Pakistan, Bangladeş ve Sri Lanka'dan gelen muhabirlere, organize ettiği mizansen program ile Müslüman Uygurları zorla tuttuğu toplama kamplarını gezdirdi.

Geziye katılan Türk muhabir sosyal medya hesabından şu değerlendirmeyi yaptı:

"Yanlış algılarla küresel kapitalist ve emperyalist güçlerin bölgede yaşayan insan üzerinden terör propagandası yapmasını ve bunun İslam dinine ihale edilmesini önce Çin'in devlet kanalı cctv daha sonra 6 ayrı tv kanalında değerlendirdik."

Pekin'in dünyaya “meslek edindirme kursu”, “aşırılıktan etkilenenleri topluma entegre” ya da “eğitim kampı” olarak lanse ettiği toplama kamplarından bazılarını gezen gazeteciler, ziyaret sonrası “ön yargılarının yıkıldığını” dile getirdiler.

“Ön Yargılarımız Yıkıldı, Ne Kadar Hata Yaptığımızı Gördük”

Türk muhabir: “Ön yargılarımız yıkıldı, ne kadar hata yaptığımızı gördük”

Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, söz konusu kampları gezen ATV muhabiri Erdal Kuruçay, gördüklerini Çin medyasına değerlendirdi.

ATV muhabiri Erdal Kuruçay, Instagram hesabından Doğu Türkistan'daki kampları değerlendirdi.

Ön yargılarının yıkıldığını ve ne kadar hata yaptıklarını gördüklerini dile getiren Kuruçay, şu ifadeleri kullandı:

"Gittiğimizde o ön yargıların yıkıldığını gördük, çünkü biz Batı medyasını okuyoruz, Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük. Gerçekten suça meyil etmiş, suça bulaşmış iki kesim var orada. Orada bir terapi merkezini gördük. Kusuru insan yapar, sonra farkına varmak da hatadan dönmek de yine insana erdem kazandıran bir durumdur. Aldıkları eğitimler hem sanatsal faaliyetler hem de eğitim alanındaki birçok şey. Aynı zamanda da katma değere fayda sağlamak."

"Batı Medyasının Kamp Dediği Yurtları Ziyaret Ettik"

Kendi sosyal medya hesabı Instagram üzerinden de uzun bir not paylaşan Türk muhabir, 'hayata tekrar kazandırma yurtları' olarak tanımladığı merkezlerle ilgili şu ifadelere yer verdi:

"Dünyanın en kibar nazik insanları Çinliler derken batı Çin yani Türkmen, Uygur ve Kırgız bölgelerinde her gün bir şehir bir kaç köye girdiğimizde konuştuklarımızı neredeyse yarısını anlayan ve misafirperverlik kavramının yetersiz kaldığı sadece gönül lisanıyla bile konuşabilen dünyanın en güzel insanlarını gördük."

"Yoksullukla mücadele kapsamında köylülere kurulan küçük şehirleri sunulan iş imkanlarını ve şiddete bulaşan insanlar için yapılan (batı medyasının kamp dediği ) meslek edinme ve hayata tekrar kazandırma yurtlarını ziyaret ettik."

ATV muhabiri Kuruçay, kısa süre sonra sosyal medya hesabını gizledi.

"Kapitalist Ve Emperyalist Güçler Terör Propagandası Yapıyor"

Çin Büyükelçiliğinin davetiyle önce başkent Pekin'i gezdiklerini 30 bin Kilometre yol yaptıklarını anlatan ATV muhabiri Erdal Kuruçay, 12 gün boyunca unutulmayacak tecrübeler edindiğini kaydetti:

"Asıl önemli olansa bu 12 gün boyunca ömür boyu unutulmayacak tecrübeler edinirken sosyal medya kaygım olmadı. Bölgesel sorunlar ve ikili ilişkiler üzerine konuşmalar yaptıktan sonra daha da önemlisi yanlış algılarla küresel kapitalist ve emperyalist güçlerin bölgede yaşayan insan üzerinden terör propagandası yapmasını ve bunun İslam dinine ihale edilmesini önce Çin'in devlet kanalı cctv daha sonra 6 ayrı tv kanalında değerlendirdik."

Çin Uluslararası Radyosu Türkçe servisinin, "Çin, Terörizmi Kökten Kazımak İçin Çabalarını Sürdürüyor" başlıklı haberinde, diğer ülkelerden gelen muhabirlerin de söz konusu merkezleri gezdikten sonra fikrinin değiştiğine yer verildi.

Abdullah Çiftçi: “Çin Algı Yönetimine Alet Olma İşi”

Türk muhabirin açıklamalarına tepki gösteren Stratejist Abdullah Çiftçi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

ATV Muhabiri Erdal Kuruçay Çin'e gitmiş, Doğu Türkistanlıları görmüş ve Çinlileri haklı bulmuş ve "Ne kadar Hata yaptığımızı gördük" demiş.

Anlamı: Çin algı yönetimine alet olma işi.

Şimdi bir de Türkiye'deki Doğu Türkistanlı öğrencileri ziyaret et ve sor "baban nerede" diye.”

Birleşmiş Milletler: 1 Milyon Uygur, Toplama Kamplarında Tutuluyor

Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, ağustos ayında Cenevre'de yaptığı açıklamada, "Bir milyona yakın Uygur, kitlesel olarak gizli bir şekilde toplama kamplarını andıran yerlerde tutuluyor." ifadelerine yer vermişti.

Çin uzun süre varlığını reddettiği toplama kamplarını daha sonra kabul etmiş ve buraların 'aşırılığa bulaşan kişilerin rehabilitasyonu' için topluma entegre ve meslek edindirme kursu olduğunu öne sürmüştü.

Ancak kamplara alındıktan sonra yurt dışına kaçmayı başaran Uygur Türkleri, söz konusu kamplarda her gün saatlerce Çin Komünist Partisi'nin propagandasının yapıldığını, sık sık işkence gördüklerini ve kamplara alınanlardan bazılarının da gözden kaybolduğunu dile getiriyor.

Ayrıca Pekin yönetiminin “terörle mücadele” olarak tanımladığı toplama kamplarına alınan ailelerin çocuklarının da Çin yönetimince çocuk esirgeme yurtlarına gönderildiği ve ebeveynlerin bir daha çocuklarıyla görüşemediği belirtiliyor.

"Çin, 5 Milyon Uygur Türkünü Toplama Kamplarında Tutuyor"

Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, euronews'e verdiği mülakatta, "Doğu Türkistan'da 35 milyon kişi açık hava hapishanesinde, işgal altında yaşıyor. Çin, fikri ıslahat adı altında 5 milyon Uygur'u cezaevlerinden çok daha ağır şartlardaki toplama kamplarında tutuyor. Uygurlar zulüm altında yaşamaya çalışıyor. Bir kısmı da sorgusuz sualsiz işkence ile öldürülüyor." diye konuştu.

'Kardeş aile' uygulaması kapsamında Uygurların evine zorla Çinli göçmenlerin yerleştirildiğini aktaran Tümtürk, "Uygur kızları zorla Çinlilerle evlendiriliyor. Kızlarımız Çinlilere köle ve cariye haline getiriliyor." ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü: Uluslararası Yasalara Göre Kanun Dışı

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Pekin yönetiminin, Müslüman Uygur Türklerine sistematik insan hakları ihlallerinde bulunduğunu belirtiyor.

Örgütün Çin Direktörü Sophie Richardson, uluslararası yasalara göre bu tür "eğitim merkezlerinin" yasa dışı olduğunu ve tutuklanan vatandaşlardan tam anlamıyla "siyasi sadakat" beklendiğini ifade etti.

"Doğu Türkistan'da yaşananlar asla kabul edilebilir bir durum değil." diyen Richardson, Buralar hükümet ve parti tarafından yönetilen tesisler. İçeride tutuklu bulunan hiç kimse uyarı almadı ya da cezaya çarptırılmadı. Yayımladığımız raporda da belirttiğimiz gibi, yerel yetkililer, çok açık bir şekilde kamplara gönderilmemek için avukata ihtiyacınızın olmadığını söylüyor. Yani zaten mahkemeye çıkarılmadan kampa gönderiliyorsunuz. Bu tam anlamıyla partiye sadakate zorlamak için kullanılan bir yöntem." diye konuştu.