Çin Zulmünü Kınayan 22 Ülke Arasında Müslüman Ülke Yok
12 Temmuz 2019

Çin Zulmünü Kınayan 22 Ülke Arasında Müslüman Ülke Yok

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Doğu Türkistan’ı dünyanın en büyük cezaevine çevirip, Müslümanlara akla gelmeyecek işkencelerde bulunan Pekin yönetimini, BM üyesi ülkeler bir mektupla kınadı. Metne, İsveç’ten Japonya’ya kadar 22 devlet siyasi menfaatleri doğrultusunda imza atarken, İslam kardeşliğini bir kenara bırakıp batılılardan öğrendikleri menfaatçiliği ön planda tutan Müslüman ülkelerin liderleri, ticari ve ekonomik tehditlerden korkup mektuba imza atmadı. Belgede bir tane Müslüman ülkenin imzasının bulunmaması bir utanç vesikası olarak zihinlere kazınırken, mazlum Müslümanların sahipsizliği yaklaşık bir asırdır acı katliamlar ve işkenceler eşliğinde sürüp gidiyor.

Yitik bir İslam toprağı olan Doğu Türkistan'da Uygur Müslümanlarının sahipsiz olduğu, Çin zulmüne karşı BM’nin hiçbir yaptırım barındırmayan mektubunun altına dahi bir tane Müslüman ülkenin imzasının bulunmamasıyla bir kez daha belgelenmiş oldu.

Asıl gayeleri dünya'ya uygar olduklarını, sözde insan haklarını savunduklarını göstermek için göz boyamak ve uluslararası çıkarları için Uygur meselesi üzerinden Çin'e baskı yapmak olan bu 22 devletin, Müslüman Uygurların çektiği sıkıntıları dert edinmedikleri bir hakikât.

BM'nin Müslümanların meselelerine karşı ikiyüzlü tutumunu bilmelerine rağmen bazı medya organları ise yukarıdaki gelişmeyi olumlu bir gelişmeymiş gibi görüp, “Batılı ülkeler Uygur meselesine sahip çıkıyor, ama bir tek İslam beldesinin imzası yok" diyerek Batı'yı onore ederken, "Ümmet Davası" güttüğünü iddia eden ve her kınamaya imza atan başta Türkiye olmak üzere diğer İslam beldelerinin bu gelişme karşısındaki duyarsızlığı ve eylemsizliği acı bir gerçek olarak ortada duruyor.

Yıllardır Uygur Müslümanlarının yaşadığı zulmü bugün BM'de çıkarları için gündeme getirme işini Batılı kafirler üslenirken, ekonomik çıkarları sarsılmasının diye Müslüman beldelerin liderleri susarak Çin zulmüne ortak oluyor ve açıkça destekliyor.

Ajanslar ve Laik çizgide yayın yapan medya organları, Türkiye'nin Çin'in toprak bütünlüğünü kabul eden ve Uygurları yok sayan politikasını desteklemek için BM'de alınan kararı olumsuz gönderme ve yorumlar ile yayınlamaya devam ediyor.

22 Ülke Çin Zulmünü Kınadı

Çoğunluğunu Avrupalı ülkelerinin oluşturduğu onlarca ülke, Çin yönetimine ortak bir mektup göndererek Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında zorla tutulan Uygurların derhal serbest bırakılması için çağrı yaptı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nda yazılan mektup, bir ilk olma özelliği taşıyor.

22 ülke BM İnsan Hakları Konseyi’nde yayınladıkları bir mektupla Çin’e Şincan bölgesindeki etnik Uygur azınlığa yönelik kitlesel gözaltıları sona erdirmesi çağrısı yaptı. Konsey böylece, bu meseleyle ilgili ilk kez ortak bir adım atmış oldu.

BM uzmanları ve aktivistler en az 1 milyon Uygur’un ve diğer Müslümanların ülkenin batısındaki eyalette gözaltı merkezlerinde tutulduklarını söylüyor. Çin bu merkezleri öğrencilerin aşırı eğilimlere karşı eğitildikleri ve yeni beceri edindikleri merkezler olarak tanımlıyor.

Mektup aralarında Avustralya, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsviçre’nin de olduğu 22 ülkenin büyükelçileri tarafından imzalandı. Panelin üyeliğinden geçen yıl ayrılan ABD ise imzacılar arasında yer almadı.

Ancak Konsey’de resmi bir bildiri okunmadı ya da oylanmak üzere bir karar tasarısı hazırlanmadı. Bunun nedeni de Çin’den gelebilecek potansiyel siyasi ve ekonomik karşılıktan kaygı duyulması. Reuters haber ajansına konuşan diplomatlar bunun yine de resmi bir adım olduğunu zira mektubun Konsey’in resmi belgeleri arasında yayınlanacağını söyledi.

Mektupta Uygurlar’a yönelik kanunsuz tutuklamalar, izleme faaliyetleri ve yasaklara ilişkin haberlerden kaygılar dile getiriliyor. Reuters’a konuşan diplomatlara göre Batılı delegasyondan hiç kimse ortak bildirinin ya da tasarının lideri olarak görünmek istemiyor. Başka bir diplomatsa bildirinin Çinli delegasyon tarafından öfkeyle karşılandığını ve onların da kendi yanıtını hazırladıklarını belirtti. Şincan’ın vali yardımcısıysa BM’de konunun görüşüldüğü oturumun başladığı sırada yaptığı açıklamada gözaltı merkezlerinin halkı aşırıcı etkilerden kurtaran meslek kampları olduğunu söyledi. Vali yardımcısı Erkin Tuniyaz konseyde yaptığı açıklamada “Çin bu sayede Şincan’da terörü ve dini aşırıcılığı kontrol altına alıyor” ifadelerini kullandı. Bu söylem ABD tarafından sert şekilde eleştirildi.

Mektupta devasa toplama kamplarındaki yasa dışı gözaltılardan ve diğer azınlıkların yanı sıra özellikle de Uygurları hedef alan yaygın izleme, gözetleme ve kısıtlamalardan derin endişe duyulduğu dile getirildi. 22 ülkenin ortak mektubunda şu ifadeler yer aldı:

Çin’i, yasalara uymaya, uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye, Sincan (Doğu Türkistan) ve Çin genelinde din ve inanç özgürlükleri de dahil olmak üzere insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı göstermeye çağırıyoruz.

Çin’i, Sincan’da (Doğu Türkistan) Uygur Türkleri ve diğer Müslüman topluluklara mensup azınlıkları keyfi gözaltılardan, serbest dolaşım haklarını ellerinden almaktan uzak durmaya davet ediyoruz

Ayrıca Çin’e gönderilen mektupta imzası bulunan 22 devlet, Pekin yönetiminden, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’nin de aralarında bulunacağı uluslararası bağımsız uzmanlar heyetine Doğu Türkistan’a “tam erişim” izni vermesini istedi.

Batılı ülkeler, Çin’in kendi planladığı Doğu Türkistan ziyaretlerinin ‘propaganda ve göz boyama’ amaçlı ‘tiyatrodan ibaret’ olduğunu belirtiyor.

İmzacı Ülkeler

Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç,

Letonya, Litvanya, Estonya, Danimarka, Norveç, Kuzey İrlanda, Hollanda, İzlanda,

Lüksemburg, İspanya, Avusturya, İrlanda, Belçika İsviçre.