Çin Toplama Kamplarında Ne Yapıyor?
15 Ekim 2018

Çin Toplama Kamplarında Ne Yapıyor?

DOAM

Köklü Değişim Medya

Doğu Türkistan’daki Müslümanları toplama kamplarında asimilasyona tabi tutan Çin hükümetinin salıverdiği Müslüman bir genç hayatını kaybetti.

Zulüm ve işkence haberlerinin ardı ardına geldiği sahipsiz İslam beldesi Doğu Türkistan’da acıların üstüne yenileri eklenmeye devam ediyor.

2015 yılında annesini Hac farizasını yerine getirmesi için Suudi Arabistan’a gönderen Yalçın Kurban adlı Müslüman Uygur genci, Çin hükümeti tarafından “zorla siyasi eğitim kampına” gönderildi. Komünist ideolojiyi zorla dayatmak için kurulan kamplarda, sırf dini vecibelerini yerine getirdiği için Müslümanlar, radikal diye adlandırılıp çeşitli işkencelere maruz kalıyor.

Yalçın Kurban, 2017 yılının Aralık ayında zorla kamplara götürülen Müslümanlardan sadece birisi. 10 ay sonra evine gönderilen Kurban’ın yüzünü kaplayan yaraları ve nefes almakta güçlük çektiğini görünce şaşıran akrabaları, “o sadece 2015’te annesini Hac’a göndermişti” dediler. Hasta insanları zorla kamplarda tutup, ölümüne yakın salıverilmesi ise Çin’deki Müslümanların nasıl bir cenderede yaşam savaşı verdiğini belgeliyor.

Evine gönderildikten birkaç gün sonra hayatını kaybeden Doğu Türkistanlı Müslüman gencin durumunu görenler, toplama kamplarında ölümcül virüslerin bulaştırıldığı düşüncesine sahip.

1 Milyon Müslümanın Kamplarda Tutulduğu Sanılıyor

Çin hükümetinin zorla alıkoyup Komünist İdeolojiyi Müslümanlara dayattığı kamplarda 1 milyon Doğu Türkistanlının olduğu tahmin ediliyor.

“4 Saat Boyunca Marş Söylemeye Zorlandık”

Daha önce bu kamplarda kalan 6 Uygur, yaptıkları açıklamalarda, sandalyelere bağlandıklarını, sorgulandıklarını, aç ve susuz bırakıldıklarını anlattı.

Kimliğini açıklamak istemeyen 22 yaşındaki Ablikim, "Bizlere din diye bir şey olmadığını söylediler. 'Neden dine inanıyorsun ki? Tanrı diye bir şey yok.' şeklinde konuştular." dedi.

Adını vermek istemeyen başka bir Müslüman, kendilerine dua edemeyecekleri, yanlarında Kur'an-ı Kerim bulunduramayacaklarının söylendiğini aktararak, ramazan ayında oruç tutmalarının yasak olduğunu söyledi.

Başka bir Uygurlu Müslüman da derslerde Çin Komünist Partisi'nin belgelerinin okutulduğunu, Devlet Başkanı Şi Cinping ile ilgili videolar izletildiğini ayrıca günde neredeyse 4 saat boyunca marş söylemeye zorlandıklarını belirtti.

“Sandalyeye Bağlanıp Günlerce Sorgulandım”

Ablikim, Kazakistan'da eğitim gördüğü sırada Çin polisi tarafından telefonla arandığını, polisin kendisine eğer Sincan'a dönmezse ailesinin bazı sorunlarla karşılaşabileceğini söylediğini aktardı.

Sincan'a döndüğünde Çin polisi tarafında Turfan yakınlarındaki kampa götürüldüğünü dile getiren Ablikim, "Orada sandalyeye bağlı bir şekilde günlerce sorgulandım. Bana yurt dışındayken dini gruplara dahil olup olmadığımı sordular. Ben de 'Hayır' dedim." ifadelerini kullandı.

Daha sonra diğer tutukluların arasına konulduğunu belirten Ablikim, her gün sabah saat 05.00'te uyandırıldıklarını ve 45 dakika boyunca koştuklarını belirterek, daha sonra "Komünist Parti iyidir." diye bağırdıklarını anlattı.

“Kamplar Kara Delik Gibi, İnsanları Yutuyor”

Finlandiya'da doktor olan Murat Harri Uygur, geçen yıl annesinin "vatandaşlık bilgisi" öğrenmesi amacıyla Turfan yakınlarında "okula" gönderildiğini, babasının da başka bir kampa götürüldüğünü söyledi.

Anne ve babasından hala haber alamadığını dile getiren doktor Murat, "Sanki kara delik gibi. İnsanlar oraya giriyor, fakat çıkamıyor." dedi.

Çin polisi ise konuya ilişkin soruları cevaplamadı.

Kanada'da yaşayan 34 yaşındaki Adalet Rehim, 63 yaşındaki kayınvalidesi Adalet Teyip'in Turfan'da kampta sorgu sırasında yaşamını yitirdiğini öğrendiğini, kayınvalidesinin sağlık durumunun, kampa götürülmeden önce iyi olduğunu anlattı.

Rehim, "Sadece vefat ettiğini biliyoruz. Bize cesedini göstermediler, cesedini bize vermediler." dedi.

Cesetlerin verilmemesi de işkence edilerek öldürülme iddialarını doğrular yönde.

Kamplara götürülme sebepleri arasında; yurt dışına seyahat, Çin dışında akrabalarla iletişime geçme ya da onları ziyaret etme ve telefonlarda WhatsApp uygulamasının bulundurulması da var.