Bozkır: “İdlib’den Gelecek Göç Dalgasına Kapılarımız Kapalı”
11 Eylül 2018

Bozkır: “İdlib’den Gelecek Göç Dalgasına Kapılarımız Kapalı”

Akşam

Köklü Değişim Medya

TBMM Dışişleri Komisyon Başkanı Volkan Bozkır, “ABD işin içinde yer almadığı için koalisyon çok fazla etkili olamadı. İdlib’den gelecek bir göç dalgasına kapılarımızı açmamayı ve mültecileri Suriye topraklarında oluşturulacak kamplara yerleştirmeyi planlıyoruz.”

Akşam gazetesi muhabiri Pınar Işık Ardor‘a konuşan, TBMM Dışişleri Komisyon Başkanı Volkan Bozkır’ın yanıtları şu şekilde;

Gözler İdlib’te, tansiyon yüksek. Rusya ve Suriye rejim güçleri hafta başında saldırıya geçti, ardından Cuma günü, Tahran’da Türkiye, Rusya ve İran Devlet Başkanlarının katıldığı üçlü zirve toplandı. Zirve neyi değiştirdi? Önemi ne oldu?

Rusya, İran ve özellikle Türkiye, başından beri Suriye’de akan kanın durması ve çözümün sağlanması için samimi ve güçlü bir çaba ortaya koymakta. Amerika işin içinde güçlü bir şekilde yer almadığı için Suriye için oluşturulan koalisyon çok fazla etkili olamadı. Cenevre süreci de Suriye’nin geleceği ile ilgili başarılı sonuç alacak noktaya gelemedi. Ama Astana Zirvesi’nde bu 3 liderin aldıkları kararlar çözüme yönelik en önemli adımı teşkil etti. Arkasından Soçi’de alınan kararlar bir anlamda Cenevre sürecini de sonuç alınabilir hale getirdi. Astana ve Soçi’de bunları başarmış 3 lider bu kez Tahran’da, Suriye’deki gelişmelerle ilgili yeni kararlar aldılar. Zirve birçok yönüyle başarılı oldu. Bundan sonra uygulamasına bakacağız. İdlib’in ve bölgenin geleceği için, ateşkesin sağlanması ciddi önem taşıyor.

‘Bir Askeri Harekâttan Ziyade, Önce Orada Temizlik Yapılabilir’

Peki, bu üç ülkenin çıkarları yok mu? Sadece insani olarak mı bakılacak olaya? Yani Türkiye’nin hassasiyet gösterdiği insani boyut dikkate alınacak mı?

Ülke çıkarları var ama ülke sorumlulukları da var. Bu 3 ülke elini taşın atlına koymasaydı, bugün Suriye’de tablo çok daha kötü olurdu. 7 sene öncesine göre Suriye’de daha umut veren bir tablo yaşadığımızı söyleyebiliriz. Bir ara Suriye’nin yüzde 40’ı DEAŞ’ın elindeydi. Büyük çatışmalar yaşanıyordu. Türkiye’ye gelen 3 milyona ilaveten, Suriye içinde ve Ürdün ve Lübnan’a gidenlerle beraber 6 milyon kişi yerlerinden yurtlarından olmuştu. Bugün, bu açıdan bakıldığında, çok daha iyi bir tablo var. Dolayısıyla ülke menfaatleri olsa bile, bu 3 ülkenin aldığı sorumluluk, bu tabloyu değişme yoluna getirdi.

İdlib’de kimin kim olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bir askeri harekâttan ziyade, önce orada temizlik yapılabilir. 30 bin HTŞ militanı ve özellikle lider kadroları sivillerden ayıklanabilir. Sonuçta askeri operasyona gerek kalmaz.

‘HTŞ’yi 28 Ağustos’ta terör grubu olarak kabul ettik’ dediniz. Türkiye’yi tehdit eden bir grup olarak değerlendirebilir miyiz? DEAŞ ya da YPG/PYD gibi mi?

El Kaide örgütünün Suriye ayağı El Nusra’dır. Heyet Tahrir el-Şam, El Nusra’nın yeni ismidir. Tam bir terör örgütüdür. DEAŞ terör örgütü bugün artık yok olmaya doğru gidiyor. Onlardan da bunlara katılmış olanlar alabilir. İdlib’de böyle bir karmaşıklık var. Biz diyoruz ki; terör örgütü militanları var ama İdlib’e hava saldırısı ya da askeri harekât olursa burada masum insanlar var. Bu saldırıda çok sayıda masum insan hayatını kaybedebilir. Ve belki büyük bir göç dalgasına neden olabilir. Bu göç dalgası için 800 bin – 1 milyon rakamı ifade ediliyor.

Türkiye, Astana’da alınan kararlar neticesinde İdlib çevresindeki 12 gözlem noktasını HTŞ ile istişare sonrasında kurabilmişti. Türkiye sınırına herhangi bir taciz ya da saldırı da bulunmayan örgüt, Tahran zirvesi öncesi 28 Ağustos’ta alınan jet kararla “terör örgütü” ilan edilmişti.

‘Bu Riski Alamayız, Kapılarımızı Açmamayı Planlıyoruz’

Olumsuz senaryo gerçekleşirse, yeni bir göç dalgası olabilir. Ama kapılarımızı açmamayı ve göç dalgasını Suriye topraklarında oluşturulacak kamplara yerleştirmeyi planlıyoruz. Ülkemize daha önceki göç dalgasında gelen Suriyeliler de, İdlib ve Reyhanlı üzerinden Türkiye’ye geldiler. Terör örgütü unsurları da Türkiye’ye zamanında aynı bölgeden girdiler. Bu kez bu riski almayacağız. Şayet bir göç dalgası olursa da buna Suriye topraklarında çözüm üretmek için her türlü tedbiri alıyoruz.