AYM’den Hizb-ut Tahrir Yargılamalarında Yeni Bir "Hak İhlali Kararı" Daha
27 Kasım 2021

AYM’den Hizb-ut Tahrir Yargılamalarında Yeni Bir "Hak İhlali Kararı" Daha

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Anayasa Mahkemesi, Hizb-ut Tahrir yargılamaları hakkında yeni bir "hak ihlali" kararı verdi. 2005 yılında İstanbul Fatih Camii’nde Hizb-ut Tahrir tarafından gerçekleştirilen Basın açıklamasına yönelik yerel mahkemenin Yılmaz Çelik hakkındaki yargılamada hak ihlali yapıldığı kararını verdi.

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılama sonucunda Yılmaz Çelik hakkında sözde “terör örgütü” yöneticisi olma suçundan 4 yıl 2 ay süreyle hapis ve 7.333 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermişti.

2019 yılında Yılmaz Çelik, kendisi hakkında verilen mesnetsiz cezaya itiraz ederek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullandı. Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Yılmaz Çelik’in Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

AYM kararında, Çelik tarafından ileri sürülen ve “yargılamanın sonucunu değiştirme ihtimali bulunan iddiaların dikkate alınmadığı ve gereği gibi değerlendirilmediği” vurgulanarak, yeniden yargılanmasına hükmetti.

Daha önce de Hizb-ut Tahrir yargılamalarında sekiz ayrı dosyada "hak ihlali" yapıldığına dair genel kurul kararı alan Anayasa Mahkemesi, derece mahkemelerinin kararlarında Hizb-ut Tahrir'in bir “terör örgütü” olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığını ve derece mahkemelerinin bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmediklerini ifade edildi.

Anayasa Mahkemesi ilave olarak Hizb-ut Tahrir’in bir “terör örgütü” olup olmadığına yönelik olarak derece mahkemelerinin ve Yargıtay’ın, başvurucu Yılmaz Çelik’in, temel iddiaları ile mahkemelerin resen tespit edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek nitelikte gerekçe hazırlamaları gerekirken bunu yapmadıklarını beyan etti.

Bu gerekçeyle de Anayasa’nın 36. Maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının "ihlal edildiğine" hükmederek, yaşanan ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı belirtildi.